SEYFULLAH ARPACI 1977 yılında Ordu ili Aybastı ilçesinde doğdu. 1995’te Ordu Merkez İmam-Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra Antalya Akdeniz Üniversitesi’nde Tarih bölümünü bitirdi. Ardından Kayseri Erciyes Üniversitesi SBE Yakınçağ Tarihi Bilim Dalında “Sultan II.Abdülhamid Han ve Dönemi” ile alakalı çalışmasıyla yüksek lisans (master) eğitimini tamamladı. Ardından Erzurum’da vatani görevini yerine getirdi. Halen, ülkemizin güzide eğitim kurumlarından birinde tarih öğretmeni ve zümre başkanı olarak görev yapmaktadır. Eğitimciliğinin yanı sıra, çeşitli konularda: Tarih ve Düşünce, Yedi Kıta, Sızıntı, Yağmur, Yansıma ve Gonca gibi dergilerde yazı çalışmalarına devam etmekte olan yazar, evli ve Tarık Buğra isimli bir çocuk babasıdır. Yazarın yayınlanmış çalışmaları şunlardır: KİTAP * Sultan II.Abdülhamid, Işık Yayınları, 4.Baskı, İstanbul 2006. * Es-Sultan Abdul-hamid-i Sâni, Dar al-Nil Yayınları, Mısır 2011. (Arapça) * Sultan II.Abdülhamid Bibliyografyası, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri 2003. * Devr-i Hâmid, 5 Cilt, (Külliyatın bibliyografya bölümü) Yayına hazırlayan: Erciyes Üniversitesi, İstanbul 2011.
Biliyoruz ki; tarih her zaman ibrettir. İnsanlık ancak yaşayan tecrübelerden yeterince ders aldığı ölçüde başarılı olabilmiş ve kendi ayakları üzerinde durabilmiştir.
"Osmanlı tarihini anlayanlar bilirler ki, bu ülke kuvvete dayanarak değil adalete dayanarak kurulmuştur. Eğer Osmanlı orduları gittikleri yere adalet yerine zulüm götürselerdi, bu imparatorluk kurulmadan çekirdek hâlinde parçalanırdı."
kitabın bazı yerleri bana sıkıcı gelmiş olsa da hayran olduğum padişaha bir kez daha hayranlık duydum kitabı okurken en çok etkilendiğim durum ise sultanın tahtan indiriliş anı ve 30 temmuz 1908 de tahtan inerken kendine zulmeden ve tahtını zorla elinden alan isyancı ittihatçılar için şu kıymetli bir o kadar da hikmetli sözünü söyleyerek şahsi idare devrini kapatmıştır. "Türkiyeyi 10 sene idare edebilirlerse bir asır idare edebildik desinler" İşte bu söz öylesine derin bir tecrübe ve ileri görüşlülükle söylenmiş bir sözdür ki ittihatçılar bu sözden 10 yıl sonra enkazından bir düzineden fazla devlet çıkan koskoca bir imparatorluğun yıkılmasının sebeplerinden biri olup siyaset sahnesinden çekilmişler, sonuç olarak mahvolmuş ve perişan bir Türkiyeyi mazlum fakat kahraman bir millete miras bırakmışlardır.