İmparatorluk sınırları içinde yaşayan toplam nüfusun yaklaşık onda yedisini oluşturan tebaa ırklar, hem gelenek ve sorumluluklarının olmayışı hem de daha hafif ve daha hızlı zihinleri sayesinde yeni fikirler edinmeye daha istekli olduklarından, gün geçtikçe güç ve bilgi bakımından daha da gelişirlerken, eski yöntemlere sıkıca bağlı kalan Anadolu insanı, köyünde bir yük hayvanı ve memleketinin dışını dert etmeyen bir asker olarak kaldı.