T. E. Lawrence kitaplarını, T. E. Lawrence sözleri ve alıntılarını, T. E. Lawrence yazarlarını, T. E. Lawrence yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bedeviler hiçbir surette yerinde duramamaları yüzünden on dakika bile asla oturmuyor, kıpırdanıp bir şeyler yapmak ya da söylemek zorunda kalıyorlardı. Bu kusur onları, bekleme savaşının uzun ve sıkıcı gerginliği için katı İngilizlerden çok daha aşağı hale getiriyordu.
Böylesine büyük bir hayal gücü Suriyelilerin tipik özelliğiydi; kendilerini olasılıklar konusunda kolayca ikna eder ve aynı hızla mevcut sorumluluklarını başkalarına yüklemek için öne atılırlardı.
Arap zihinleri bizimkiler gibi mantıksal olarak hareket ediyordu, ön kabuller dışında kökten anlaşılmaz veya farklı hiçbir şey yoktu: Tembelliğimiz ve cehaletimiz dışında, onları anlaşılmaz ya da Doğulu olarak adlandırabileceğimiz veyahut da yanlış anlaşılmış olarak bırakabileceğimiz hiçbir mazeret veya neden bulunmuyordu.
Ceylan eti çölde, diğerlerinden daha muteberdi, çünkü bu hayvan, toprak ne kadar çorak ve su kuyuları ne kadar kuru olursa olsun, her zaman yağlı ve sulu bir vücuda sahipmiş gibi görünürdü.
''Normalde gözünüze namussuz ve sadistçe görünen şeyler bu durumlarda mübrem ve önemsiz bir rutinin parçasıydı. Çöllerde hayat o kadar kısa ve acılıydı ki. Birini yaralamak yada öldürmek bize basit ve geçici acılar gibi görünüyordu. Yaşamanın acısı bu kadar büyükken ceza da acımasızca olmalıydı.''
Türkiye, daha savaş ilan etmeden önce, İngiliz sivil iktidarının Mısır'daki temsilcisi Sir Henry McMahon, Şerif Hüseyin'e bir mektup yazarak Arapların bağımsızlığı için İngiliz desteğinin sözünü vermişti.
Türkiye,daha savaş ilan etmeden önce, İngiliz sivil iktidarının Mısır'daki temsilcisi Sir Henry, McMahon,Şerif Hüseyin'e mektup yazarak Arapların bağımsızlığı için ingiliz desteğinin sözünü vermiştir.
Kalabalık, kitap kahramanları istiyordu ve yaşlı Avde'nin ne kadar insan olduğunu anlamıyorlardı, zira bir yığın savaş ve cinayetlerden sonra yüreği, artık kendi özgür iradesiyle affın ya da ölümün kölesi olan ve bu nedenle de asla bu kadar sevilesi olmayan mağlup düşmana karşı merhamet duyuyordu.
Giyinmeden önce Başkomutan merakla beni çağırttı. Raporumda, Selahaddin ve Ebu Ubeyde'yi düşünerek, Suriye'nin doğu kabilelerinin stratejik önemini ve Kudüs bağlantısına karşı bir tehdit olarak uygun şekilde kullanıldıklarını vurgulamıştım.
Şimdi ise, ulaşıldığında ne zihnimizde ne de bedenimizde köklü bir değişiklik yaratmayacak bir amaç uğruna en büyük çabayı harcayan varlıkları biraz küçümsüyorduk.