AKP'nin medya üzerinde kurduğu baskı nedeniyle işinden olan gazetecilerle yapılan 2015 yılındaki belgeselin kitabı.
Kitapta sadece muhalif sol/Atatürkçü kesimden gazeteciler değil, medya patronları ve geçmişte AKP'ye koşulsuz destek verip sonradan işinden olan gazetecilerle yapılan röportajlar da var.
Kitabı okuduğunuzda gazeteciler hedef gösterilir ve işinden olurken kimseden destek bulamadıkları ve hatta en büyük darbeyi kendi meslektaşlarından yediklerini görüp, neden? diye soruyorsunuz ve cevap ilerleyen sayfalarda geliyor aslında. Sadece gazetecilikte değil, tüm alanlarda örgütsüz bir toplum haline geldiğimizden örgütlü cehalet karşısında birer birer karanlığa çekiliyoruz.
Kitapta çürümenin baş aktörlerinden Derya Sazak gibi kişilere de yer verilmesine ilk başta çok ses çıkarmasam da devamında kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeye çalıştıklarını görünce çok sinirlendim. Derya Bey'in 700.000 Euro'ya aldığı evini anlatırken öyle çok yüksek fiyatlı bir şey de değil demesi de ayrı komediydi.
İçinde bulunduğumuz duruma nasıl geldiğimiz ve AKP'nin hak ihlalleri konusunda nasıl bu kadar pişkinleşebildiği ile ilgili en iyi örnek Bekir Coşkun'un sarı inek hikayesiydi.
O sarı ineği vermeyecektik!
Zamanında askerler, hakimler, işinden olan ilk gazetecilere sahip çıksaydık bu noktada olmazdık.
