57 senelik kariyerinde 30 film yöneten Kurosawa, sinema tarihinin en önemli ve etkileyici yönetmenlerinden biri olarak kabul edilir.
Kurosava, 1936 senesinde Japon sinema endüstrisine kısa bir süreliğine ressam olarak girdi.
Kurosava'nın önemli filmlerden Raşamon filminin ilk gösterimi Tokyo'da 1950 senesinde yapıldı. 1950'li yıllardan 1960'lı yılların başına kadar Kurosava, aşağı yukarı her sene bir film üretti. Bunların içinde, Ikiru, Yedi Samuray ve Yojimbo gibi bazı filmler yüksek derecede saygınlık kazandı. 1960'ların ortalarında sonra Kurosava'nın daha az verimle çalıştı.
1955 senesinde Akademi Ödülleri'nin verdiği Akademi Onur Ödülü'nü kabul etti. CNN tarafından "Son 100 yılda Asya'nın gelişmesine en çok katkıda bulunan insanlardan (beşliden) biri" seçti.
Neden birçok insana hayatı boyunca bir aptal damgası vurulur ve bu damganın silik gölgesinden başka bir hayat şansı sunulmaz.Hayat hiç kimseye aynı adalette ve şartlarda değil çoğu insan geriden koşmaya başlıyor istemese de azim etmek çabalamak zorunda kalıyor.İtilip kakılıyor köşeden köşeye savruluyor.Kendisinin elde edebileceği bir başarıya ulaşması engelleniyor ve bu yolda sadece bir merdiven görevi görüyor... Başkalarının elleri ceplerinde tırmanıp zevk ve sefaya ulaşacaklar bir merdiven...
Kimseye aynı şartları sunmuyor hayat ve kimseye aynı merhametle yaklaşmıyor kimi lanet ediyor yaşamına kimisi de ölmemek için direniyor ve yollar arıyor...
Geriden başlıyor evet birçok kişi ve lehine çevirmeyi başarıyor nadiren olsa da işte KUROSOWA'nın ki de böyle bir hikaye hayata bir sıfır geride başlangıç ve zor bir çocukluk hararetli bir gençlik ve son olarak ihtişamlı bir zafer ve başarı.
Herkesin okuması gereken bir otobiyografi...
Sinemanın usta isminin anılarını okumak çok keyifliydi. Birkaç filmini önceden izlemiştim fakat kitap sonrası diğer filmlerine de bakmak benim açımdan daha dolu dolu bir deneyim oldu. Kitabın ilk anından itibaren şaşırtıcı ama bir o kadar normal, bizler gibi bir insan görüyorsunuz. Kurosawa ile oldukça samimi bir sohbet ediyormuşsunuz gibi. Abisinin ölümüyle birlikte kırılganlık hissediyor ve sonrasında şunu soruyorsunuz: Orası bir mihenk taşı mıdır? Keza yazar da bunu soruyor: Abim sinema konusundan benden çok daha bilgili ve dolu doluydu; acaba o yönetmenliğe atılsa ne yapardı? gibi bir soruyu soruyor kendine. Sonrası yönetmen yardımcılığı ve filmler. Ustaları, sevdikleri, sevmedikleri yani her şeyi burada görüyorsunuz. Toshirô Mifune'yi keşfi de benim en tat aldığım yerlerden biri oldu. Sinemaseverlerin, eğitimcileri -okul anıları bir rehber niteliğinde- kesinlikle okuması gereken bir eser.
Sinemaseverlerin okuması gereken bir eser. Japon kültüründen, sinemaciligindan bahseden önemli bir kültür aktarımı olduğunu düşünüyorum. Akira Kurosawa unutulmaz filmlere imza etmiş bir yönetmen olduğunu bu eserinde gözler önüne seriyor.