Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Altay Cem Meriç

Altay Cem MeriçPeygamberliğin İspatı yazarı
Yazar
9.5/10
80 Kişi
1.133
Okunma
586
Beğeni
13,4bin
Görüntülenme

Altay Cem Meriç Gönderileri

Altay Cem Meriç kitaplarını, Altay Cem Meriç sözleri ve alıntılarını, Altay Cem Meriç yazarlarını, Altay Cem Meriç yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
519 syf.
9/10 puan verdi
Eser, bir düşünme biçiminin nasıl sistematikleştirilebileceğine dair güzel bir örnek teşkil etmesinin yanı sıra alanında ciddiye alınan oryantalistlerin -yazarın tabiriyle- "düşmanın itirafı niteliğindeki" pasajlarına yer vermesi sebebiyle muhalifleri açısından tenkidi zor bir metin olmuş. Tenkidinin zor olması, sadece bu pasajlara yer
Peygamberliğin İspatı
Peygamberliğin İspatıAltay Cem Meriç · İnsan Yayınları · 2022656 okunma
Kuran'ın muhataplarının çelişkisini kendi metinleri üzerinden göstermesi
Kur'an-ı Kerim, davasını ispat için Tevrat'ın yazılı metnine referans vermekten çekinmez: "Tevrat indirilmeden önce, İsrail'in (yani Yakub'un) kendi nefsine haram kıldığı hariç, diğer bütün yiyecekler İsrailoğullarına helal idi. De ki: İşte meydan! İddianızda samimi iseniz, Tevrat'ı getirip okuyun!" (Âl-i İmrân, 3/93.) Ayet, Tevrat'ın Tekvin Kitabı'nın 32. bap 31. pasajına işaret etmektedir. Çünkü Yahudiler, Kur'an'ın, Tevrat'ın hükümlerini neshetmesini kabul etmiyorlardı. Onlara göre Kur'an, Allah'tan gelen bir kitap olsaydı, deve eti gibi onların yemediği şeyleri helal kılmazdı. Yani neshin Allah'a yakışmayacağını söylemek istiyorlardı. Oysa direkt Kur'an'ın atıf yaptığı Tevrat metninde, aynı konuda neshe delil vardı: "Yakup Peniel'den ayrılırken güneş doğdu. Uyluğundan ötürü aksıyordu. Bu nedenle İsrailliler, bugün bile uyluk kemiğinin üzerindeki siniri yemezler. Çünkü Yakup'un uyluk kemiğinin başındaki sinire çarpılmıştı." (Tekvin, 32/31-32). (...) Kur'andaki ifade: "Tevrat'ı getirip okuyun!" şeklinde. Gerçekten atıf yaptığı pasajda, onların iddiası aleyhine delil var. Yakup'tan (a.s.) önce uyluk kemiği üzerindeki siniri yedikleri ve ondan sonra yemedikleri anlaşılıyor. Onların, "deve eti" vb. konusundaki iddialarının aleyhine, kendi eserlerinden cevap getiriliyor; hem de "Tevrat'ı getirin, okuyun!" denilerek.
Reklam
"Eğer peygamber Hristiyan ve Yahudilerin kitaplarında yazılan hikâyeleri anlatmış olsaydı, onun rakipleri, bunları kendisine birilerinin öğrettiğini söyleyip hocasının adını bile belirtebilirlerdi." Margoliouth, Muhammed ve İslamın Yükselişi, s. 130.
Güzel bir ayrıntıya değinmiş.
İslami metinler ve İslam tarihi okurken unutulmaması gereken önemli bir nokta, ilk dönem İslam âlimlerinin, muzaffer bir toplumda yaşadıkları ve bugün sıkça rastladığımız gibi reaksiyoner anlatılardan uzak olduklarıdır. Yani "Şunlar ne der?" gibi bir tavırdan oldukça uzaktırlar. Zaten galip bir toplumun ve dinin mensubudurlar. Öncelikle kendi düşüncelerine odaklanırlar.
"İncillerde işlenmiş olup da bilimsel açıdan tenkit edilmiş konulardan hiçbiri Kur'an'da zikredilmiş değildir." Maurice Bucaille, Tevrat, İnciller ve Kur'an, s.328.
Almanca temelli olarak oryantalistlerin yaptığı bir çalışma vardır. Corpus Coranicum adlı bu çalışmada, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) tüm Kur'an'ı yazabilmesi için lazım olan eserlerin sadece isimlerinin yazılı olduğu bir liste yirmi dört sayfa tutmaktadır.
Reklam
Annemarie Schimmel: "Araplar ne kadar beliğ ve muhteşem, şiirleri de ne kadar mükemmel olursa olsun, onlar için bile Kur'an'la kıyaslanabilecek bir vahiy getirmek imkânsızdı."
Hz. Muhammed'in Şiiri Yanlış Okuması
Sahabiler savaş esnasında sadece iki dizelik bir şiir okuyor, Nebi (s.a.v.) bunu tekrar ederken hata ediyor. Böylece okuduğu şiirin belagati çok daha düşük bir hâle geliyor. Bunun üzerine Hz. Ebubekir "Vallahi, senin Allah'ın Rasûlü olduğuna yemin ederim..." dedikten sonra "Biz O'na şiir öğretmedik; zaten O'na yaraşmazdı da. (Yâsin 36/69)." ayetini okuyor. Şiirin orijinali: Allahumme illa hayru'l-ahirah Fağfir li'l ensari ve'l-mucirah Nebi'nin (s.a.v.) okuduğu: La hayra illa hayru'l-ahira Fağfir li'l muhacirati ve'l-ensar
Hamidullah, Kur'an Kerim Tarihi, s.101.
Akıllı insanlar, attığı birkaç sloganın işe yaramadığını deneyimledikten sonra slogan atmamaya karar veren kişilerdir. Onlar gerçekten deneyimlemedikleri, meleke haline getirmedikleri bir söylemi dile getirmezler. Diğerleri ise dünyada asla karşılık görmeyecek söylemleri slogan olarak tekrar ederler. Bunlar iki çeşittir; birisi sloganı sınayacak
Hitti: "Arapça bir vecizede şöyle söylenir: İnsanın güzelliği, onun belagatinde toplanmıştır." Bundan dolayı, Kur'an-ı Kerim'in terkibi ve i'câzlarla dolu üslubunu Müslümanlar, dinlerinin hak dini olduğu konusunda en kuvvetli delil olarak öne sürmüşlerdir. İslam'ın muvaffak ve muzaffer olması, bir dereceye kadar dilin zaferi, daha doğrusu bir kitabın, yani Kur'an-ı Kerim'in zaferiydi."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.