Andrew Roberts sözleri ve alıntılarını, Andrew Roberts kitap alıntılarını, Andrew Roberts en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Zamanı en etkili şekilde kullanmaya çalışan Napoléon yemeklerde yarım saatten fazla vakit geçirmez, banyo yaparken ya da tıraş olurken bir yandan da birilerine gazete okutarak zamandan tasarruf etmeye çalışırdı."
Yaklaşırken uzaklaşırmış gibi yap, uzaklaşırken yaklaşırmış gibi Düşmanı tuzağa çekmek için yemle, kargaşa çıkart ve saldır. Düşmanın yoğunlaştığında ona karşı hazırlan, güçlü olduğu yerde ondan kaçın. Generallerini kızdır ve aklını karıştır. Güçsüzmüş gibi davran ve kibrine oyna. Onu baskı altında tut ve yıprat.dan kaçın. Generallerini kızdır ve aklını karıştır. Güçsüzmüş gibi davran ve kibrine oyna. Onu baskı altında tut ve yıprat. Hazırlıksısken, seni beklemediği anda saldır.
26 yaşına kadar yaklaşık altmış deneme, kısa roman, felsefi metin, tarih çalışması, inceleme metni, kitapçık ve açık mektup yazan Napoleon gerçek bir yazı makinesiydi. Tüm bu yazılar onun entelektüel ve siyasi gelişimini takip edebilmek için önemlidir. Zira 1780’lerde tutkulu bir Korsika milliyetçisi olan Napoleon’un 1793’e gelindiğinde Korsika isyanının Jakoben Fransa tarafından ezilmesini isteyen Paoli karşıtı bir Fransız subayına dönüşmesinin izleri bu belgeler sayesinde sürülebilir.
ABD'nin bugünkü haliyle bir süper güç olmasını sağlayan ve bir zamanlar Batı medeniyetinin faydalandığı tüm avantajlardan artık ABD'nin faydalanmasını sağlayan şey Marshall tarafından inşa edilen silahlı kuvvetlerdir.
Charles de Gaulle 1944'ün 26 Ağustos'u, yani ertesi gün Arc de Triomphe'den başlayıp Champs-Elysées'ye devam eden bir geçit töreni tertip etti. Oradan da şükran ayini için Notre-Dame Katedrali'ne geçilecekti. Geçit töreni sürerken Fransız Direniş Örgütü'nün liderleri onun yanına gelince De Gaulle dişlerinin arasından tıslayarak arkaya geçmelerini söyledi. Şan ve şeref yalnızca ona ait olmalıydı. Geçit töreni sürerken yollar alkış kıyamet yıkılıyordu ancak savaş dönemlerinde kitleler değişken olur. Aynı halk, Paris'i 26 Nisan 1944'te, yani yalnızca dört ay önce ziyaret eden Nazi işbirlikçisi Vichy hükümetinin devlet başkanı Mareşal Philippe Pétain'i de aynı coşkuyla ve "Vive le maréchal!" (Çok yaşa Mareşal!) nidalarıyla karşılamıştı. Fransa delicesine kendi bağrından kopan bir kahramanlık efsanesine ihtiyaç duyuyordu. İşte De Gaulle'ün Ağustos 1944'te Fransızlara sunduğu da buydu. Bazı Fransızlar bu efsaneye bugün bile inanmaya devam eder (Öyle ki Paris'in kurtuluşunun altmışıncı yıldönümü olan 2004 yılında Le Parisien (Parisli) gazetesinin yıldönümüne özel olarak yayımladığı kırk sekiz sayfalık özel sayıda İngiliz, Amerikalı, Kanadalı ve Fransız olmayan diğer kuvvetlerin katkılarından on sekizinci sayfaya kadar söz edilmez. Dahası Müttefiklerin Paris'i kurtarmayı aslında istemedikleri, bu işi Fransızların kendi kendilerine başardıklarını görünce askerî kuvvet göndermeye mecbur kaldıkları yazılıdır).