İlkokulu İstanbul ve Çardak’ta okuyup ardından Çardak Ortaokulu ve Lapseki Lisesini bitirdim. Ege Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okuluna bir sene devam ettikten sonra aynı üniversitenin Fen Fakültesi Mikrobiyoloji Bölümünden 1981 yılında mezun oldum. 1981’den 2015 yılına kadar ilaç sektöründe orta kademe yöneticiliği yaptım. 2011 - 2018 yılları arasında çeşitli dönemlerde Jale Sancak Öykü Atölyesine devam ettim. Öykülerimden bazıları Varlık, Ekin Sanat dergilerinde ve Galapera Öykü Fanzin’de yayınlandı. İthaki Yayınları tarafından gerçekleştirilen editörlük eğitimine ve 2020 yılında da Mario Levi İleri Düzeyde Yazarlık Atölyesine katıldım. 2018 yılı nisan ayında ilk kitabım Hadi Gülümse Sinopsis Yayınevi tarafından basıldı. Şimdilerde yeni kitabım için çalışmalara devam etmekteyim. Evli ve iki yetişkin çocuk sahibiyim. 2000 yılından beri İstasyon Sanat, Feyyaz İnanç Atölyelerinde dersler alarak karma sergilere katılmış olup resim çalışmalarıma şu an evimden devam etmekteyim.
Türkiye’de kadın olmak zor, vah vah deyip geçmek yerine “Ben de varım.” diyenler; sizleri bu etkinliğe davet ediyorum.
“21 Kadın 21 Öykü ile Kadınların Sesi Oluyor…
Kitapta öyküleri ile yer alan yazarlar seçkiden elde edecekleri TÜM GELİRİ BİR KADIN DERNEĞİNE BAĞIŞLAYACAKLAR. Bu şekilde kadınların emeği yine kadınlar için kullanılmış
21 Kadın 21 Öykü
Bir araya gelindiğinde daha güçlü olunabilindiğinin farkında olan 21 kadın, edebiyat dünyasında güçlerini birleştirerek kolektif bir çalışmaya imza attılar.
Edebiyat alanında ilk defa yapılan bu çalışmada kadın gözünden, kadın dilinden kadınlar konu alındı.
#109394640
Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin.
Yüreği yalnız kendiyle dolu
Duvarları ancak çarpınca görenin.
Şükrü ERBAŞ
21 Kadın rahat uyuyamamış. Kapısını örtüp perdesini çekmemiş. Yürekleri yalnız kendileriyle dolu değilmiş. Duvarları çarpmadan önce görmüş.
Sonra gördüklerini göstermek için kalemi eline almış. Kalem
Kim Bu Kadınlar??
22 Kadın; hepsi meslek sahibi birçoğu anne ve eş, ayaklarının üzerinde sımsıkı duran bu kadınlar bütün işlerini güçlerini bırakmışlar, yazdıkları öyküleri bir kitapta toplamışlar, birbirinden özgün çizimlerle, alıntılarla derlemişler...
Hem de erkekleri anlatmışlar bize kadın gözünden...kadın naifliği ve sevecenliğiyle...
Erkek olmanın zorluklarından dem vurmuşlar, kırdıkları, kırıldıkları, yaşadıkları, yaşayamadıkları anlatılmış bazen de...
Kadın gözünden erkekleri değil de insanın gözünden başka bir insanı anlatmışlar aslında, olması gerektiği gibi...
Tanıttıkları bu eserin tanıtımında gördüm bu birbirinden harika kadınları.
Kimi kırıldığı için yazmış, kimi yıllardır yazdıklarını sakladığı sandığın kapağını açmış, kimi de ruhunun kapılarını... Böyle anlattılar kendilerini sahnede gözleri dolu dolu çoğu kez, küçük bir kızçocuğu saflığıyla...
Çok mutlu oldum hepsini tanımaktan ve yazdıklarını okumaktan. 21 Kadın 21 Öykü devam etti 22 Kadın 22 Öyküyle ve daha niceleriyle inşallah...
Sevgili Funda, Meyrem, Neşe, Aybüke, Hatice ve diğer güzel kadınlar elinizden kaleminiz eksik olmasın hep yazın, ne olursa olsun yazın... Sevgiyle...
"Kadın kendi başına ne gül goncasıdır ne de diken. Koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen diken olur."
Refik Halit Karay
Kadın var ki; ağlar, konuşur...
Kadın var ki; bağırır, konuşur...
Kadın var ki; haykırır, konuşur...
Kadın var ki; susar, konuşur...
Kadın var ki; yazar konuşur...
Ve bu 21 kadın, gönül seslerini kaleme döküp, 21 ayrı öyküyü bir kitapta toplar ve bu kitap sosyal sorumluluk projesi kapsamına getirilip kız çocuklarına burs sağlanır... Bundan daha