Burak Kızıldaş Hoca, 1991 yılında İstanbul Kadıköy’de doğdu. SADEM medresesinin kurucusu olan Burak Kızıldaş Hoca lise yıllarında Necip Fazıl Kısakürek külliyatı ile haşır neşir olur. Necip Fazık Kısakürek’in kitaplarından etkilenerek hayata bakış açısı değişen Burak Kızıldaş Hoca bu durumdan çok etkilenir. Liseden mezun olduktan sonra ise Mahmut Efendi’nin talebesi olur.
Lise eğitimi bittikten sonra üniversite imtihanına girer ve daha sonra aldığı üniversite puanı ile Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü kazanır. Burak Kızıldaş Hoca üniversiteyi kazansa da üniversiteye kayıt yaptırmaz. Burak Kızıldaş Hoca üniversite okumak yerine medrese eğitimi almayı seçmiştir. Üniversiteye kayıt yaptırmamasında ise Mahmut Efendi’nin etkisi büyük olur.
Burak Kızıldaş Hoca medrese eğitimini aldığı dönemde aynı zamanda İLİTAM ile İlahiyat Bölümünü tamamlamıştır. Bu eğitim çalışmaları sayesinde hem İLİTAM kanalı ile okuduğu İlahiyat Bölümünü bitirmiş hem de medrese eğitimi almıştır. Hem ilahiyat öğrencilerine hem de medrese öğrencilerine müderrislik yapmaktadır.
Kızıldaş Hoca aynı zamanda kitap tertip etmekten de geri kalmamıştır. Gerçekleştirdiği çalışmalar ile iki adet kitap yayınlamıştır. SADEM medresesi için 2014 yılının sonlarında kendi ilim faaliyetlerinde bulunan Kızıldaş Hoca verdiği ilim etkinliklerini yatılı bir düzene aktarmak istemiştir. 2016 yılında resmi olarak medresenin faaliyetlerine başlaması için gerekli atılımları başlatmış ve günümüzde kadar faaliyetlerini sürdürmüştür. Şuanda SADEM’de medrese öğrencilerine İslami İlimler Eğitimi vermektedir.
Evlilik, masallarda yaşanılan tozpembe bir hayata geçiş basamağı değildir; bilakis imtihan seyrinin değiştiği ve kulluk becerisini sergilemenin daha zorlu olduğu bir kulvardır.
Kadın bilmelidir ki; Kendi his ve fikirleri ne denli girift ve hassas ise; erkeğinki de o denli sade, düz ve basittir. Kadının erkeği sevdiği gibi; erkek kadını sevemez. Eş adayını bu doğrultuda mihenge vurmalı ve romatizmine değil sabah namazına olan düşkünlüğüne göre ölçmelidir.
İslam'a itaat edildiği müddetçe, kalpte sevgiyi ve huzuru yaratanın ALLAH olduğunu bilen Müslüman, mükemmel eşi bulmayı beklemez. Birlikte mükemmel bir yuva kurmaya gayret ederler.
Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: 'Harama bakmak iblisin zehirli oklarından bir oktur. Her kim Allah korkusundan ötürü harama bakmayı terk ederse; Allah ( bu yaptığı işi) öyle bir iman ile değiştirir ki onun lezzetini kalbinde hisseder.'
Tesettürden mahrum olan ve namahrem ile aynı mecliste olmaktan çekinmeyen kadın; fıtrat-i aslıyyesi olan hikmeti kaybediyor, ruhundaki kadınlığı hiç edip, nikahlısı dahi olsa erkeğine yalnızca şehvetini teskin edecek bir et ve kan yığını oluyor.
Evlenmek isteyenlere kan uyuşmazlığı var mı diye test yapıldığı gibi bir insanla beraber yaşama sorumluluğunu alabilecek mi diye de psikolojik testler de yapılmalıdır. Ufak sürtüşmelerde şiddete meyleden adamdan, ilk kavgada kapıyı vurup çıkan kadından karı koca olmamalı.
Herkese selamün aleyküm,
Aranızdan bir kişiye aşağıda yer alan bir eseri hediye etmek istiyorum. Yapmanız gereken tek şey eseri yorumlarda belirtmektir, hayırlı olsun herkesler için şimdiden :)
Açıklanma Tarihi: 9.11.2023
Eserler:
1)
Henüz okumadım. Kıymetli hocamıza destek mahiyetinde birkaç satır yazayım dedim. Zira böyle bir eser kaleme almış olmasından mütevellit kendisi acımasız, cahilane tenkitlere maruz kalıyor. Ehli sünnet vel-cemaat mensubu olan herkes Ashab-ı kiramı sevmek, hürmet etmek zorundadır.
İmam Tahavi'nin el Akidetü't Tahaviyye adlı eserinde ki şu ifadeler bizim şiarımızdır.
"Allah Rasûlü’nün ashâbını severiz. Onların hiçbirisini sevmede ifrat etmeyiz ve yine onların hiçbirinden berî olduğumuzu söylemeyiz. Onları sevmeyeni ve kötü bir şekilde zikredeni sevmeyiz. Onları ancak hayırla anarız. Onları sevmek din ve imandır, ihsandır. Onlara buğzetmek nifak, tuğyan ve küfürdür."
Es-Selamü aleyküm kardeşlerim
Bugün sizlere harika bir kitabi tanıtacağım.
Ba-yıl-dımmmm.
Burak Hocamızın kaleme aldığı bu Risale ince, küçük fakat içi ilim dolu bir eser.
Daha önce de tesettüre alakali bir risale okumuştum onu da çok beğenmiştim fakat bu eserde tam bizim günümüzde ihtiyaç duyduğumuz açıklamalara, soru işaretlerine, fetvalara
"Asrın Müslüman Kadın'ını düşürdüğü belki de en büyük tereddüt, Kur'an'ın emri ile modanın telkini arasında bocalamaktır."
Bir müslüman kadının tesettürü, oturması kalkması, nerde nasıl davranması gerektiği, hangi şartlar ile ne yapması, çalışması, evinden çıkması sayamadığım her şeyine değinilmiş bir kitap.Şaşırarak yeni bilgiler öğrendim.Mizac olarak sert ve kesin bir şekilde yazılmış ve bu şekilde Müslüman bir kadının sınırlarını belli etmiş.Ozellikle tesettüre çok ince bir şekilde değinmiş.Kesinlikle okunulması gerektiğini düşünüyorum