Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde lisans (1997), Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde yüksek lisans (2002), EHESS-Paris’te (École des hautes études en science sociales) doktora (2009) eğitimini tamamladı. XIX. yüzyıl Osmanlı siyasal ve toplumsal tarihinin yanı sıra, tarihyazımı, yemek ve mutfak kültürünün politik veçheleriyle ilgili çeşitli dergi ve derleme kitaplarda yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır. Doktora tezine dayanan kitabı Détrôner le Sultan: Deux conjurations à l’époque des réformes ottomanes: Kuleli (1859) et Meslek (1867), Peeters Yayınevi tarafından 2013’te yayımlandı. Tanzimat döneminin padi- şahı hedef alan ilk iki gizli teşkilatına odaklanarak, Osmanlı İmparatorluğu’nda iktidarın yapısının, politik alanının ve tebaa-devlet ilişkisinin dönüşümünü tartışan bu çalışmanın Türkçe tercümesi İletişim Yayınları tarafından yakında yayımlanacaktır. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
Devlet nüfusun iaşesini boş vermez; en basitinden kıtlık tehlikesine karşı tedbir almamazlık etmez, edemez tabii... Ancak nüfusun "yanlış beslenmesi" gibi bir meselesi yoktur.
Öte yandan, yeni ekonomi politikalarıyla beraber hızla yükselen tüketim kültürünün yıldızı altında, tüketmek kadar tüketim hakkında bilgiye sahip olmak, tüketenleri izlemek, dikizlemek de önemli hale gelmiştir.
Norbert Elias'ın, yine sofra âdâbı bahsinde ifade ettiği gibi nihayetinde "Erasmus gibi son derece önemli bir şahsiyet de dâhil olmak üzere, dönemin 'yaşam bilgisi' tek başına hiçbir kişiye ait olamaz."
Mutfak sosyolojisi ve bir propoganda aracı olarak beslenme üzerine hazırlanmış faydalı bir kaynakça kitabı. Savaş yıllarındaki mutfak kültürünü anlatması ve ülkemizden de (osmanlının son dönemi) bilgiler verdiği kısımlar çok şaşırtıydı, bu vesile ile iktidarların göstermeye çalıştığı gibi siyah-beyaz olmadığımızı ve mutfak üzerinden renkliliğimizi de anlayabiliyoruz.
Burak bey sanırım gastronominin içinden gelmeyip de yemeğe olan ilgisini bu kadar iyi yansıtabilen yegane insanlardan biri. Bu kitap gerçek anlamda yemeğin her noktasına dokunuyor. İçerisinde yer alan dipnotları araştırmaktan bir sayfa geçmekte zorlanıyorsunuz. Gastronominin siyasi, politik ve toplumsal yönünü yansıtan muazzam bir sosyoloji çalışması.
Yemeğin/mutfağın tarihi biçimleştirirken kendini de değiştirmesini farklı makalelerde çok iyi şekilde kaleme almış Burak Onaran. Elbette Mutfak Tarih ilişkisinde söylenecek şeyler bu kadar değil ancak bu kitap çok fazla şey söylüyor. Bana yepyeni bakış açıları ve bilgi birikimi kattı. Konuya az da olsa ilgi duyanların mutlaka okuması gereken bir derleme olmuş. Benim kafama takılan tek şey son 3 bölümdeki konunun ters kronolojiyle kaleme alınmış olmasıydı.