Dana Suskind

Otuz Milyon Kelime yazarı
Yazar
8.5/10
817 Kişi
3.955
Okunma
95
Beğeni
4.594
Görüntülenme

En Eski Dana Suskind Gönderileri

En Eski Dana Suskind kitaplarını, en eski Dana Suskind sözleri ve alıntılarını, en eski Dana Suskind yazarlarını, en eski Dana Suskind yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
304 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
bebek bekleyen anne ve baba adaylarına şiddetle tavsiye ederim... Bebeginize anne sütü kadar faydalı...Bu kategori de böyle derinlemesine bir kitap daha okumadım...
Otuz Milyon Kelime
Otuz Milyon KelimeDana Suskind · Buzdağı Yayınevi · 20203,942 okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
OMK diye kısaltılan ekibin senelerdir üzerinde çalıştığı bilimsel bir projeyi anlatan, ebeveynlere şahane bilgiler veren, okurken de gayet anlaşılabilir bilimsel içeriklerle size kanıtlar sunan, bebek-çocuk-yetişkin gelişimi ile ilgili başyapıt olacak bir kitaptan bahsediyorum. Toplanın. İçerikten bahsedeyim de sizde de heyecan uyandırsın ve mutlaka çocuk düşünen, bebeği olan tanıdıklarınıza bu kitabı okutun. Senelerdir yaptıkları birbirlerini izleyen ve tetikleyen araştırmalara göre sosyoekonomik durumu iyi olan ailelerin çocukları, düşük olan ailelerin çocuklarına göre 3 yılda toplam otuz milyon fazla kelime duyuyorlar. Ailelerin bebekleriyle ilk 3 yıl içinde nitelikli konuşması, kitap okuması, şarkı söylemesi, çocuklarını konuşturması; bu çocukların yaşamı boyunca akademik hayatlarında, uzamsal düşünme ve boyutlu düşünme konularında, matematik, dil bilgisi ve sanat dallarında diğerlerine acayip bir fark attığını gösteriyor. Fakat kitabın amacı "çocuğunu en iyisi yap" yapmaktan öte "dünyadaki tüm çocukları en iyisi yapalım" ideolojisi gütmekte. Tabi ki kitap bunun çok daha fazlasını, nasıl yapılacağını, bizlerin neler yapabileceğini anlatıyor. Tavsiye dozum çok şiddetli.
Otuz Milyon Kelime
Otuz Milyon KelimeDana Suskind · Buzdağı Yayınevi · 20203,942 okunma
Reklam
Dil bakımından zengin bir çevre "oksijen gibidir. Ondan yeterince alamayan bir insanı görene kadar değerini anlamazsınız."
Sayfa 26 - Buzdağı yayıneviKitabı okudu
Bir saat içinde en yüksek sosyoekonomik düzeye sahip olan ailelerin çocukları ortalama iki bin kelime duyarken, devletten yardım alan ailelerin çocukları yaklaşık altı yüz kelime duyuyordu. Ebeveynlerin çocuklarına verdikleri tepkilerdeki farklılıklar da çarpıcıydı. En yüksek sosyoekonomik düzeye sahip aileler, çocuklarına saatte yaklaşık 250 kez yanıt verdiler; en düşük sosyoekonomik düzeye sahip aileler ise çocuklarına aynı sürede 50 defadan az yanıt verdiler. Fakat en önemli fark neydi? Sözlü onay. En yüksek sosyoekonomik düzeye sahip ailelerin çocukları her saat yaklaşık 40 sözcükten oluşan onay ifadelerini duydular. Devletten yardım alan ailelerin çocukları için ise bu rakam yaklaşık 4'tü.
Sayfa 46 - BuzdağıKitabı okudu
Ancak kelimelerin miktarı denklemin sadece bir tarafıydı. Bir çocuğun duyduğu sözcük sayısı önemli olmakla birlikte, emirler ve yasaklar da çocuğun dil edinme kabiliyetinin gelişmesini engelliyordu. "Bir çocuğun ebeveyni ile etkileşimi ebeveyn tarafından 'Yapma!', 'Dur', 'Onu bırak' şeklinde emir ifadeleriyle başladığında, bunun gelişimi olumsuz etkilediğini gördük."
Sayfa 49 - BuzdağıKitabı okudu
Birisi size tekrar ve tekrar ne kadar değersiz olduğunuzu söylerse ve bu kişi özellikle de inanmanız beklenen biriyse, kendinizi ne kadar değerli hissedebilirsiniz ki? Shayne Evans, çocukların bunu yalnızca ebeveynlerinden değil, okul yönetiminden, öğretmenlerden ve toplumdan duyduklarını söylüyor.
Sayfa 58 - BuzdağıKitabı okudu
Reklam
Kısacası, anne babamız aracılığıyla bize verilen genetik potansiyeller azaltılabilir be hatta yok edilebilir. Ya da bu potansiyellere, ebeveynlerimiz tarafından çocukken bize sunulan dil ortamı sayesinde ulaşabiliriz. İşte bu, tüm ebeveynlerin kesinlikle bilmesi gereken şeydir.
Sayfa 93 - BuzdağıKitabı okudu
Peki, bu nasıl oluyor? İsteğimiz üzerine çağrılabilecek doğal bir yetenek yok mu? Hayır, yok. Kelimelerin, kendimizi nasıl algıladığımızla ilgili düşüncelerimiz üzerindeki etkisini biliyoruz. Aynı şekilde kelimelerin becerilerimizin üzerinde de etkisi vardır. Matematikte "başarısız" olduğumuzla ilgili kişisel bir fikre sahipsek ve bir matematik becerisini öğrenmek zorundaysak, beynimiz entelektüel enerjimizi bu işi başaramayacağımızı bizimle tartışarak harcar, bu da başarı yolunda bir çeşit zihinsel barikattır. Bu beceriyi öğrenme kabiliyetine doğal olarak sahip olabilirsiniz ancak bu kabiliyet, onu zamanla tüketecek olan şüpheler tarafından aşındırılmaktadır. Matematikte başarılı olan kızlar bile, kendilerini çoğunlukla erkek akranlarından daha düşük olarak değerlendirirler. Kendi kendine stereotipleme yedi yaşındaki kız çocuklarında bile görülür. Bunun uzun vadede başarıyı nasıl etkilediğini göstermek için matematik, mühendislik ve bilgisayar bilimlerinde erkeklere kıyasla ne kadar az sayıda kadının olduğunu görmek yeterlidir.
Sayfa 108 - BuzdağıKitabı okudu
Carol Dweck, "Övgü düzgün yapılmazsa, öğrencileri güçlendirmek yerine onları edilgenleştiren ve başkalarının görüşüne bağımlı kılan olumsuz bir güç hâline gelebilir" dedi.
Sayfa 116 - BuzdağıKitabı okudu
Fakat sonunda, Profesör Grant'in de çok güzel açıkladığı üzere, nazik, ahlaklı ve manevi değerlerine bağlı bir çocuk yetiştirmede anne ve babanın kullandığı kelimelerden çok daha önemli bir şey vardır. Nazik, ahlaklı ve manevi değerlerine bağlı ebeveynlere sahip olmak, asıl bu bize uzun yol aldırır.
Sayfa 140 - BuzdağıKitabı okudu
Reklam
Karşılıklı Yapmanın etkisini sınırlayan kelimelerden birisi şudur: "Ne?" "Top ne renk?" "İnek ne diyor?" "Ne" soruları karşılıklı sohbeti geliştirmede veya kelime dağarcığı inşa etmede çok etkili değildir. Çünkü çocuktan yalnızca zaten aşina olduğu kelimeleri hatırlamasını ister. Evet veya hayır ile yanıtlanan sorular da aynı kategoridedir, sohbeti çok az geliştirir veya çocuğa çok az yeni şey öğretir.
Sayfa 163 - BuzdağıKitabı okudu
Öte yandan, ilerlemenin yolu açık uçlu sorulardır. Karşılıklı yapmanın hedefleriyle mükemmel uyumludur. Bu sorular özellikle küçük çocuk için sohbet başlatmada ve sohbeti sürdürmede mükemmeldirler. "Nasıl" veya "neden" gibi basit bir soru çocuğun çok çeşitli kelime, düşünce ve fikirle yanıt vermesini sağlar. Bir neden sorusuna kafa sallayarak veya parmakla işaret ederek yanıt vermenin yolu yoktur. "Nasıl?" ve "Neden?" soruları, sonunda problem çözme yeteneğini teşvik edebilecek bir düşünce süreci başlatır.
Sayfa 163 - BuzdağıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.