#FrancaRame İtalyan tiyatro oyuncusu ve oyun yazarıdır. Nobel ödüllü oyun yazarı #DarioFo ile evlenmiş ve yine yazar-yönetmen olan bir oğulları olmuş. Dönemlerinde tiyatrolar din adamlarına bağlıymış ve yoğun bir sansür varmış. Oyunları başta hiçbir gerekçe gösterilmeden yasaklanmış ama gördükleri destek ile sahneye çıkmayı başarmışlar. Bu kitapta
“Anne, ben senin kızınım!…”
“Memnun oldum küçük hanım! Sadece gerek duyduğunda kızım oluyorsun! “Saatlik” anneyim ben… Pardon, “dakikalık” . Beni rahat bırak, sorunların beni ilgilendirmiyor ve belki… Sen de pek ilgilendirmiyorsun beni… Sanırım üçüncü sınıf bir insan doğurmuşum… Çok kötü… Hep aklına eseni yaptın.. Ve seni sille tokat dövmediğim için suç bende. On beşinde hamile kaldın… Ve kürtaj oldun, ilkiydi bu! Aldığın o paçavra diploma sayesinde zeki biri olduğunu sanıyorsun…
“Ama anne lütfen! Ben aşık oldum!”
“İşte sorun! Bizi saran tutku adına, hiç kimseyi, hiçbir şeyi görmüyor gözümüz! Ne yapabilirim? Karrrşı konulmaz bir aşşk! … Diğer kadınlara hergün kötülük düşünür, kötülük yaparız. Kadın da değil, karıdır onlar ve orospu!.. Ve dayanışmadan, kardeşlikten söz edilir! Hangi dayanışma, hangi kardeşlik?!.. Kürtaj, boşanma gibi büyük kavgalarda… Ya da elli yaşından sonra kardeş oluruz, ama günlük yaşantıda birer sırtlanız… O bile değil, sırtlanlar ara sıra dinlenir… Biz doymak bilmeyiz! Sana ne diyeceğim biliyor musun? Kişisel ve tanıdığım diğer kadınların deneyimleriyle dolu bunca yıldan sonra… Bir kuşku uyandı içimde… Rekabet, tutarsızlık falan tamam… Ama bazı durumlarda kadının en büyük düşmanının yine kadın olduğu kuşkusu var içimde.”