Toplumsal kurumların başka türlü kurulabileceğini, insanın insanı başka türlü üretebilmesinin imkân dahilinde olduğuna işaret eden “ütopyacı“ bir andır.
Gezi sırasında mutluluk arayışı ile birlikte işlenen yeni heterojen bir öznellik hareketinin çıktığını, İktidarın ise bu mutluluğu paylaşmak ve bölüşmek yerine yok etmek ve bölmek politikasına gittiğini hatırlatıyor.