…
Yutkunuşlarım çoğaldığında
bir gülüşe saklanır veya
derin bir sessizliğe kundaklanırdım.
Sonra
Konuşurum, sesim dilime yabancı kalır
yaşarım, bedenim yaşıma yabancı.
.
…
Sabahın çiyi değdi papatyanın beyazlığına
Güçlükle direniyordu sevgiye.
Tohumlarına bıraktım istatistikleri
Elbet birilerine seviyor düşecekti.
Sonra Rüzgarın güneşi itişine daldım
Ağaçlara bakışlarımla notalar dokundurdum
Dilim sürçtü düştü adın hatrıma
Oysa karanlık bir odaya kapatmıştım umudu
Kokusu buram buram okşuyordu ruhumu,
Aldırış etmiyordum.
Mavi bir güneş beyaz gökyüzünde nasıl da
masum görünüyordu.
Ben bu uyumun uyumsuzluğuna bağlanmak istedim.
Olmadık yerde beliren.
Bir sedef olmak istedim.
.
…
‘Mavi’
Gök mavidir denize de bulaşır mavisi
hep orda ve sonsuzdur.
Güneşi ayı yıldızları alır bağrına.
Beni de, seni de…
‘Yeşil’ doğadır.
Umut verir parlar
Ama bir anda solar
huzur verse de
Hüzün verir.
Gider ama gelirde.
.
…
Öyle kalabalık ki fikrim
yalnızlığın böylesine hiç denk gelmedim.
Kafa sesi, yazmanın içsel gelirimi.
Okumanın alçak gizli kibri.
Bilinç akışıymış bunlar.
Hııhh!
Ben.
Evet, ben!
Büyük bir yazarın tüm okuyucuları saran
acı dolu yalnızlığını vurguladığı o cümlesiyim.
Merhaba.
.
…
Sıska bir ağacın arkasında heybetli güneş,
ufuk çizgisinde kaybolan kelebek
kaldırımda sıkışan kır çiçeği..
ağaç aya sarıldı bu gece
Şair yaşayamadan veda ediyor
Tüm bu şiirimsi laflar uyanmalı
Uyandırmalı beni
Veya seni
Geceleri sadece yetimler üşümez.
Kış arkamızdan koşuyor.
Sorma titriyor mevsimin içi
Pencerede fikir savaşıyor
Gözler boşluğu alıyor
Açlık lokma işi değil
Çocukluğumuz aç kalmış..
Derdimiz bu.
.
...
Uçma isteğiyle göğe vurgun bir kadın
çoraklığın sertliğiyle büyüyen,
dikenli çalıların acımasız okşayışıyla oynayan..
Göğü beyaz sanmanın çocukluğundan
mavi bilincine varan.
Sonra deniz yatağında,
yıldızları seyreden bir adam.
Denizdeki tüm canlılar hem ona ait,
hem ondan habersiz.
Bedenini kabul eden sonsuz sularda
dümensiz sal gibi
...
Ay karşımda,
güneş arkamda,
bir göğe sığdılar
Bi göğe sığamıyorum..
Yere sığamıyorum.
elimde valiz
İçinde ceket
Yanımda Kelebek
Henri charrıere'den..
İçinde kaçış,
içimde kacış,
içimden kaçış..
Geçiyorum Türkiyeden bu gece
başından, sonuna yakın..
Geçiyorum,
manzarasından
gidişlerimin
kalışlarımın..
Geç'iyorum
Ben hep geçiyorum
özümden,
geçiyorum
özüme..
.