1917 Ekim Devrimi'nin esin kaynağı ve önderi olan Lenin, Marksizm'in çağın gereklerine göre hem politik hem de ekonomik anlamda temel ilkelere bağlı kalarak ülkesinin özel durumuna uyarlamıştır.
Biyografi türünde ki bu eser Lenin' in düşüncelerini anlamak açısından iyi bir başlangıç olabilir. Bu tür liderlerde farkettigim, ülken için iyi biseyler yapmaya çalıştıkça sana muhalif olan partiler dışında uğruna mücadele ettiğin halkın bile sana sırt çeviriyor olması. Sanırım dünyanın her yerinde insanlar seçtikleriyle iyi bir yönetimi haketmedigini dile getiriyor.
Modern sosyalizmin kurucularından biridir Engels ve tabi ki Karl Marx. Ama bana göre Engels hep Marx'in gölgesinde kalmıştır. Daha doğrusu kendisi böyle olmasını istemiştir. Engels olmasaydı Marx maddi sıkıntılar içerisindeyken büyük eseri Das Kapitali yazamayacakti. Hatta ölümünden sonra bile son iki bölümü Engels yazmış ama Marx'in adıyla yayınlayıp kendini ikinci plana atmıştır. Engels sırf Marx'in maddiyatı düşünmeden eserlerini yazabilmesi için bir fabrikada bile çalışmıştır. Yani anlayacağımız Engels'in çabaları olmasaydı bir Karl Marx ve Das Kapital olmayacaktı.
İkisine gelince; proleterler ne denli çoğalırsa, güçleri o denli büyük olursa sosyalizme o denli yakın olunacaktır demiştir. Marx ve Engels işçi sınıfına kendini bilmeyi, kendi bilincine ulaşmayı öğrettiler. Engels zengin, fabrikaları olan babasına rağmen işçilerin yanında olduğundan adı ve yaşamı her işçi tarafından bilinmelidir. Ve artık Marx'in gölgesinden çıkarılmalıdır.
Genel olarak güzel bir anlatım olmuş, tabi bazen detaylara fazla girmiş ama her hangi bir rahatsızlık vermiyor sol akımlar ve ve bu akımların aktörlerini orta düzeyde bizlere ulaştırmayı başarmış bir kitap.Tavsiye ederim.....