“Burada şunu belirtmek isterim ki, birkaç bin Yunan askeri esir olarak elimize geçtiği ve onlara karşı bütün askerde tarif edilmez bir hınç olduğu halde ne bunlara ne de Rum ahaliye hiçbir kötülük yapılmamıştı. Evet, istilacılara karşı hınç büyüktü. Çünkü yakmış, yıkmış ve masum halkımızı insafsızca katletmişlerdi. Ne var ki, biz Türkler barbar bir ordu değildik. Vatanımızı ve şerefimizi kurtarmak için savaşmıştık. Kılıç bizim elimizde gerçekten yaman bir savaş aracı olmuştur. Ama onu silahsız insanlara asla kaldırmamışızdır.”
NARA BURNU na yaklaştığımız zaman Kabatepe ilerisinde havada bir düşman balonu QUlN ElZABETH zırhlısına bağlı duruyordu. Bunun verdiği işaretle gemi Boğaz a aşırtma ateş ediyor. Kendimize Çanakkale ye giden
bir yolcu vapuru süsü verdik. Biraz sonra sağa dönerek
ECEABAT tepelerinin altında KlLYA iskelesine yanaştık. Süratle gemiden çıktık.
Maltepede kolordu karargâhı
kuruldu ve etrafla telefon irtibatı sağlandı. ARIBURNU
önlerinde deniz yüzlerce gemiyle örtülmüştü. Top sesleri
aralıksız devam ediyordu.
Aramızdaki vadi cepheden gelen yaralılarla dolmaya başladı. İlerimizdeki yetmiş ikinci ARAP alayının çadırlı ordugâhında alaydan kaçan bir çok arap erlerin çadırlarda saklandıklarını ve NARGİLE İÇMEKTE olduklarını gördük.
Bunları toplayarak cepheye gönderdik- Seddülbahir den aldığımız haberde düşmanın kıyıda batırılan OKLAND vapurunun güvertesinin bir iki manga askerimizin ateşi altında ölülerle dolu olduğunun görüldüğü ve kumsallarda DENİZ KIYISININ DÜŞMANIN KANI ile KIZARDIĞI savaşın şiddetle devam ettiği bildiriliyordu.
Osmanlılar’dan önce Selçuk Türk Devleti’nin Merkezi olmak dalayısı ile Konya tarihi bir yerdir.Bu bölgenin halkı eski Türk kahramanlarının torunlarıdır.Bin yıla yakın zamandır onların yurdudur.
Atatürk'e hususi bir toplantıda niçin evlenmediğini soruyorlar, o da şu cevabı veriyor;
"Evli olmak millet ve memleket lehinde icabında büyük fedakarlıklar göze almayı kayıtlar, zincirler insanın yerine göre enerjisini kırar. Ben mücadele adamıyım, hiçbir kayıt altına girmemek isterim..."
Kendisi ile beraber işe başlayan arkadaşları Kazım (Karabekir), Ali Fuat (Cebesoy), Refet (Bele), Rauf (Orbay) ve bir çok maiyeti hep bekardı. Viran olası hanede evladı ayal yoktu.
Sayfa 187 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Bu vatan binlerce mihnet, binlerce şehit ve sayısız savaşların neticesinde elde edilmiş bir idealdir. Sevgili yeni yetişen Türk nesilleri. Onu seviniz. Hem de pek çok seviniz. En büyük idealiniz vatan olmalıdır."
Fahrettin Paşa'nın bütün notları bir araya toplanıp bir Kitap halinde yer bulmuş. Okuyacaklarınız Kendi hayatından az çok Bilgi vermektedir. Bir yandan da Askeri Rapor şeklinde Birinci Cihan Harbini ve Kurtuluş Savaşını yazması.
Tabi Mustafa Kemal Paşa'ya da pek çok olmasa da yer vermiş.
Bunlardan en önemli olanlardan Mustafa Kemal Paşa'nın Cankaya Sarayında 11 Gün boyunca Misafirlik etmiş ve orada görmüş ve yaşamış olduğu anılarınıda aktarmakta.
Eser, yazarı tarafından 1902 ile başlatılarak 2. Cihan Harbi'ne kadar devam etmektedir. Abdülhamid'in istibdad devri, İkinci Meşrutiyet'in İlanı, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Harbi ve sonrasında ki Milli Mücadele dönemi... Bu saydıklarımı detaylıca okuyabiliyoruz. Fakat 1923 sonrasından itibaren detaysız bilgiler ile 1940'lara kadar geliyor. 1908-1922 yılları arasındaki olayları inceleyenler için önemli bir hatırat olduğunu söyleyebilirim. Eser içinde ilginç anlarında kayıt edildiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Fakat 1922 sonrasın için aynı şeyleri söylemek çok zor yapılan yenilikler, 30'lu yıllar detay noktasında çok zayıf kalmış.
Fahrettin Altay paşanın okul günlerinden emekliliğine kadar başından geçenleri detaya boğmadan aktardığı en kapsamlı kitap. Atatürk hakkında geçen detay bilgiler güzeldi.