Haydar Amuli'ye göre, şeriatı hakikat ve tarikatla (mutasavvıfın izlediği manevi yol) birleştiren bir Müslüman yalnızca bir mümin değil, aynı zamanda imtihandan geçmiş bir mümindir (mümin-i mümtehan). Aynı anda hem mutasavvıf ve hem gerçek Şii olan böyle bir Müslüman, zahir ile batın arasındaki dengeyi korur, hem fakihlerin lfukaha) lafzi tefsirlerinden hem Şii gulat gibi radikal grupların kanunsuzluk eğilimlerinden eşit ölçüde sakınırdı.