"Çok karışığım. Bir yanım
olabildiğince huzursuz ve yorgun
Diğer yanım mucizelere ve
düşlerin gerçek olabileceğine halen
inanıyor ve heyecanını koruyor. Bu
iki yan arasında ben, eziliyorum."
Kahlo’nun gücünü, dayanıklılığını ve ulusal gururunu vurgularken, feministlerin onu “kadının çektiği acı” ve kurban rolüyle özdeşleştirme eğiliminde olduklarını öne sürer. Ayrıca onlar kültürel özgüllüğü ortadan kaldırarak onu özselleşmiş bir kadınlığın temsilcisi olarak tanıtmışlardır. O zamandan beri Kahlo’ya feminist yaklaşımlar, Rivera ile ilişkisinin farklı yorumlarına odaklanarak gelişti. 1970’lerin feministleri Kahlo’yu genellikle eşinin evlilik içi tacizinin pasif bir kurbanı olarak görürken, genç feministler şimdi onun eylemciliğini ve gücünü vurguluyor.