Hakkında
İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okurken (1930), Eskiçağ tarihi öğrenimi için Almanya'ya gönderildi. Londra ve Paris üniversitelerindeki öğrenimini, Eski Anadolu kültürlerinin batı kültür dünyasına tesirleri adlı doktora teziyle Berlin üniversitesinde tamamladı (1939).Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde doçent (1940), profesör (1950) oldu. Princeton Üniversitesi'nde konuk profesör olarak ders veren (1952-1953),Başbakanlık arşiv müdürlüğünde (1956-1957), Basın-Yayın ve Turizm genel müdürlüğünde (1958-1959) bulunan Halil Demircioğlu'nun 4 ciltlik Roma tarihi (1954) ile telif ve çeviri eserleri vardır.
Tam adı:
Prof. Dr. Halil Demircioğlu
Unvan:
Türk Akademisyen ve Yazar
Doğum:
Manastır, Makedonya, 1903
Ölüm:
Ankara, Türkiye, 1972
Okurlar
3 okur beğendi.
42 okur okudu.
2 okur okuyor.
34 okur okuyacak.
3 okur yarım bıraktı.
Sözler ve Alıntılar
"Lisan ve edebiyat bir halkın karakterinin aynasıdır."
Sayfa 63Kitabı okudu
Filhakika, Roma'nın bilhassa Apemeia'dan sonra buradaki siyaseti, dışardan sürgünleri getirtmek ve, şehir ve devletler içinde teşrii kuvvetlerin yükünü mal ve mülk sahibi eşrafın eline vermek suretiyle mutedil bir aristokrasi - timokrasi idaresi kurmağa çalışmak olmuştu. Böylelikle gerçi çok yerlerde stabil idarelerin teessüsü kabil oldu ise de hükûmetleri zorla bir oligarşiye terk etmek de "Hellen hürriyeti" vadeden Roma'nın bunun yerine bir zorba hakimiyeti kurması demek oluyordu. Tabiatiyle bu idarede mal ve mülk sahipleri, sevgilerinden değil, mevcut içtimai nizamın garanticisi olarak gördüklerinden Roma'ya dost oluyorlardı. Demokratik hükümet şekline inananlar ise, bu şartlar içinde demokrasinin batmak tehlikesi geçirdiğini görüyor ve, mal ve mülk sahibi olmayan, yani Hellas'ın çok perişan hale gelmiş iktisadî durumu altında muzayaka içinde bulunanlarla şu veya bu şekilde bu sebeplerden güçlük çekmiş olanların vaziyetini düzeltecek demokrasi rejimleri kurmak için mücadele ediyorlardı. Fakat, Roma oligarşi rejimlerini desteklediğinden, bu mücadele aynı zamanda Roma'ya karşı bir davranış halini alıyordu. Birçok şehirlerde işte bu gayri memnun kütleler birbirleriyle münasebete girilerek kuvvetli gruplar haline geldiler. Bu suretle, oligarşi idaresi yerine demokrasi kurma gayretleri aynı zamanda Roma antipatisinin de çoğalmasına ve kuvvetlenmesine âmil oldu. Roma müteyakkız olmadığı takdirde bundan dış kuvvetlerin istifade etmeleri muhakkak görünüyordu.
Sayfa 365
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
