Titanların en ulusu olan tanrı Kronos, ilk insan soyunu topraktan değil de altın madeninden yaratmış. Bu ilk soy, tanrılar gibi dertsiz belasız, büyük bir mutluluk içinde uzun bir dönem yaşamışlar. Vakitleri tamam olunca da tatlı uykulara dalarak huzur içinde ölmüşler. İkinci soy ise altından daha az değerli olan gümüş madeninden yaratılmış.
Başarılı olamadıkları zamanlarda - ki genellikle böyle oluyordu - egzorsist papazlar daha da etkili yöntemler keşfederek, cinleri çıkarıyoruz derken binlerce insanı ya sakat ettiler ya da toptan öldürdüler.
Hesiodos Pandora Efsanesi'nde "Eskiden yeryüzündeki ölümlü insanlar dertsiz ve kaygısız yaşarlardı, Ker 'lerin getirdiği hastalıklara bulaşmadan." der. İhtiyarlığın da bir tür doğaüstü gücün etkisiyle meydana geldiğini düşünüyordu Eski Yunanlılar.
Cadılıkla suçlanmak için de öyle olağanüstü bir şey yapmaya gerek yoktu.
Mesela, bir kimsenin yüzünde, kolunda veya kaba etinde belirgin bir beni veya ten lekesi varsa, bu işaret o kişinin Şeytanla işbirliği yaptığına kesin bir kanıt sayılırdı. Ormanda biraz fazla dolaşıp yabani bitkileri toplayarak sebze çorbası yapan kadınlar da emrindeki cinlere ziyafet vermekle suçlanıp apar topar Engizisyon heyeti karşısına çıkarılabiliyordu. Eğer bir kadın kilisedeki ayin sırasında esnerse, kutsal sözleri duyan içindeki cinin kaçmak için ağzından çıkmaya çalıştığına hükmedilirdi.
Bu küçük kitapçık bu tarz konulara merakı olup daha önce hiçbir kaynaktan bilgi edinmemiş kişiler için ön bilgi niteliğinde bir eser. Kitapta cinler ve cincilik konusu İslam öncesi Türkler, Kuran'ı Kerim, hadisler, televizyon programları, modern bilim, nöroloji, psikiyatri, spritüalizm, parapsikoloji açılarından değerlendiriliyor. Kısa bir giriş yapmak isteyenler yazarın kendi sitesinden bu kitapçığı okuyabilirler.
halukakcam.com/B6/Notes/Cincil...