Berbattı....
Kitap incecik olmasına rağren bir şekilde biyografi, deneme ve tarihi roman çorbası olmayı başarmış. Sanki bir grup projesi de, gruptaki hiç kimse bir diğeriyle oturup konuşmamış, yazdıkları kağıtları birbirine sokuşturup teslim etmişler gibi.
Özellikle de yazar sona doğru psikolojik bir yaklaşımda bulunmaya çalışmış ki sormayın... buram buram cinsiyetçilik kokuyor. Yok "Kadınlar şunu ister", yok "Kadınlar erkeklerde bunu arar"
3 tane kızla çıktı diye kendini ilişki/kadın uzmanı sanan herifler gibi....
Kadınlar ne ister söyliyim; Genellenmemek. Bırak çevremdeki her kadının farklı bir ideal tipi olmasını, aynı ortamda birlikte büyüdüğümüz kardeşimle bile karşı taraftan beklentilerimiz taban tabana zıt. Birbirimizin ideal tipleri diğerine itici geliyor...
Kitaba dönelim. Bu kitap bir internet sitesinden yaptığımız kitap alışverişinin yanında bedava geldi. Yani anlayacağınız parayla satmayı başaramamışlar... vah bunun için kesilen ağaçlara..
Berbat bir kitap olduğu için kesinlikle okumak çok uzun sürdü. Hastanede sıra beklerken falan okumak için yanımda taşımıştım ve beklemelerimi daha da uzatmayı başardı.
Bu kitaptan kazandığım tek bilgi (ki sonradan araştırdım çünkü bu kitabın [ve yazarın] tek kelimesine inancım olmaz) Charles'ın Diana'yı aldattığı oldu. O kadar da bilinen bir şeymiş ama benim bu kitaba kadar haberim olmadı. Ben kitabı bitirene kadar herif tahta geçti... Aldatanlar affedilmesin.