1971, Bafra doğumlu. Bafra İHL mezunu. 1993 yılında Çerkezköy'de yaşamaya başladı. Uzun yıllar aktif siyaset yaptı. STK ve spor kulüplerinde yöneticilik yaptı. Bir çok gazete ve web sitesinde köşe yazdı. Bireysel olarak, çevre, su, çocuk ve kadına şiddet alanlarında etkinlikler hayata geçirdi. Doğa yürüyüşcüsü. Türkiye'yi geziyor, fotoğraflıyor, notlar tutuyor. Evli ve bir evlat sahibi.
"Tebessümle bakıldığında, tebessümle karşılanıyordu. İyilik, iyilikleri, güzellikleri getiriyordu. Bir tebessüm binlerce hayata dokunuyordu. Bir tebessümle, bir şehir dolusu
insan gülümseyebilirdi..."
"Aydınlık bir başlasın yeter ki, ışığa bir kavuşsun insanoğlu, karanlık boyunca göremedikleri birer birer seriliyordu gözlerinin önüne, karanlıktan bir kurtulsun yeter ki ..
Doğan aydınlıkla birlikte, bir görmeye başlayınca, renkleri görüyordu insan, gökyüzünün maviliğini, yaprakların yeşilini, güllerin pembesini, kuşların kanatlarını, çocukların gözlerindeki masumiyeti, yüzlerdeki ifadeleri görüyordu.
Görmek istemediklerini de görüyordu.
Ah! Bir de karanlıktaysa, ışığı sönmüşse, kendisini bile göremiyordu.."
Hiçbir gidiş dönüşsüz değil, hiçbir yokuş inişsiz değildi. Sadece ölenlerin gittiği yol dönüşsüzdü. Bu dünyadaki yolların hepsi, yolcularını, döndürüp, dolaştırıp, başlama noktasına geri getiriyordu.
Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşında!..
Cumhuriyetimiz 100 yaşında!..
Ne kadar övünsek, ne kadar gururlansak azdır.
Övün Türk çocuğu!.. Gururlan Türk evlâdı!..
Bu topraklarda, bu bayrak altında nefes alan, bu topraklara "vatanım", ayyıldızlı albayrağa "bayrağım" diyen herkes!..
Doğusundan Batısına, Kuzeyinden Güneyine, "bu memleket bizim" diyebilen herkes!..
Çanakkale ruhuyla "Ne mutlu Türküm diyene" diyerek hepimizi bir millet yapan herkes!..
Övünün!..
Gururlanın!..
Bu Cumhuriyet hepimizin!..
Dünyanın en asil liderinin kurduğu, dünyanın en anlamlı mücadelesiyle var olmuş bir Cumhuriyetin evlatlarısınız!..
Bu koca Cumhuriyet, bugün 100 yaşında!..
Kutlayalım; zîra en büyük bayramdır!..
Bugün Cuma...
Herkese "Hayırlı Cumalar" demek istiyorum, ancak..
Susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe kuyudan su çekerek su veren, bir fahişe kadına cenneti müjdeleyen İslam dininin mensupları müslümanlar olarak, üzerinde konuşmamız ve mahkeme yapmamız bir mevzuya değinmeden, bu kutlamayı ve dilekte bulunmayı içim kabul
Sadece sevenlerinin değil, sevmeyenlerinin de hiç unutamadığı;
Büyük Lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk..
Sevgi, saygı, şükran ve minnetle anıyorum..
Ruhun şâd, mekânın cennet olsun..
"Yaşatmak için. can katmak için, can kurtarmak için... Doğanın da bir canı olduğunu biliyor, acımasızca atılan bu çöplerin, cam şişelerin, teneke bira kutularının, poşetlerin, pedlerin, plastiklerin istilası altında can çekiştiğini görüyordu...
Yaşatmak istiyordu İsmail... Can katmak istiyordu... Belki de yaşatamadıklarının yerine ağaçları,
İyi insan da ,kötü insan da biziz aslında. Sadece zaman karşımıza ne çıkarırsa içimizde ki o yön harekete geçiyor. İyi insan olmak kolay ,iyi insan olarak kalabilmek zor.
Halil'i memleketinden koparıp Çerkezköye savuran hayat onun içinde ki bütün kötülükleri bir bir gün yüzüne çıkarıyor. Aslında belki de içimizde ki kötülük her zaman pusuya
Sosyal medya üzerinden tanışma fırsatı bulduğum Hayri bey'in kitabı ; " Tanınmamış Kişi" üzerine nacizane söylemek istediğim birkaç şey var.
Hani bazı kitapların yanında çay iyi gider deriz. Daha sıcak, daha dostane çeker içine seni. Hani şöyle yazarıyla bir masaya oturmuş karşılıklı çay içerken hayata dair her şeyden bahsetmiş gibi hissettirir ya işte öyle içine çekti kitap beni. Yer yer yöresel bir şiveyle yazılan cümleler tebessüm ettirdi. Yer yer hüzünlendim.. Hani tanıdık anlar vardir ya , ben bunu yaşadım hissi.. Mesela çocukluğunda ki bir bisiklet anın, mesela eski mahallede ki komşunun kızıyla yaptığın çamurdan pasta.. Ya da bir ilk aşk acısı.. "Niye her şarkının içine giriyorsun sen?" isyanı...
Kitabın bir bölümünde defalarca okuduğum satırlar var ; " Bir miktar , kursağımda birikmişim var; babadan kalma ,piyasa değeri olmayan ,yıkık dökük birkaç da hayalini kurduklarım...
Eh, biraz da geleceğe dönük yatırımlık, umutlarım.
Işte tüm bunlardır dünyaliklarim..."
Kendinizden çok şey bulacağınız, çok seveceğinize inandığım bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Kitabın yazarının fırından yeni çıkmış sıcak sıcak ikinci kitabı "Ayçiçeği Tarlalarına Beton Dökülürken" adlı kitabını okumak için sabırsızlanıyorum umarım yüz yüze tanışıp imzalatmak nasip olur.
Keyifli okumalar dilerim...