Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Hippokrates
Hippokrates Yorumları ve İncelemeleri
Hippokrates yorumları ve incelemelerini, Hippokrates kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Hippokrates puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Esas Deli Meselesi' (Deli kimdir, nelere denir?)
Kitabın yazarı anonim olmakla birlike Platon’un diyaloglarından alışkın olduğumuz bir hava içinde deliliğe ve gülmeye dair temel felsefik görüşleri serpilmiş buluyoruz.
Bu felsefik tartışmaların esas öznesinde de halkı Abderalılar tarafından deli olduğu savunulan Demokritos’u görüyoruz. Abderalılar onun bu uç bilgeliğini delilik alameti olarak görüp yardımı ünlü Hipokrattes’de buluyorlar. Hipokrattes ise ilk başta endişeye kapılsa da çok geçmeden halkın cehaletini görüyor ve Demokritos’u en yüce bilge olarak tanımlıyor. Çünkü Demokritos, insanlığın bu zavallı hallerine uyanmış ve tüm bu garip kovalamaca hayatlara tepkisini çoktan gülerek koymuştur.
Bana kalırsa ele alınan mesele oldukça derin olmasına rağmen hem anlatımı duru, hem bir olay örgüsünün içinde zenginleşmiş, hem de felsefenin derinlerine inip neticede de tüm insanlığa ve genele bağlanması müthişti...
Gayet başarılı bulduğum bu eserde sizin içsel sorunlarınıza ve fiziksel sorunlarınıza birebir görüş ve teşhis koyulmaktadır. Zaten bildiğiniz üzere bir dönemler ciddi şekilde tıbba yön veren Hippokrates bizlere bu konularda aldığı deneyimleri paylaşmakta. Bence bu kitabı her kitap severin okuması gerekli. Ve günümüz sağlıkçılarınında ciddi anlamda okuması ve yanında bulundurması gereken, klavuz niteliği taşıyan bu eseri genç yaşlı herkesin okumasını tavsiye eder, keyifli okumalar dilerim.
5/10
“Ayağını sıcak tut başını serin; gönlünü ferah tut düşünme derin.”
“Tıbbın Babası” olarak bilinen Hippokrates’in yaşamı hakkında somut olarak çok fazla bir şey bilinmiyor.
Kitap özlü biçimde ifade edilmiş, genel düşünceler dizisinden meydana geliyor.
Yaşadığı dönem, hipokrat yemini ve bir hekim olarak gözlendiklerine dair açıklamalardan oluşuyor.
Hipokrat’ın birçok düşüncesini modern tıp kabul eder fakat modern tıbbın reddettiği aforizmalar da bulunuyor.
Kitaba başlarken daha farklı hayalle başlamıştım fakat karşılamadı tam olarak..
Belli başlı hastalıklar üzerinde durulmuş ve sürekli onlar tekrar edilmiş gibi hissettim o yüzden çok beğenemedim. Tabi farklı gelen ilgimi çeken bazı aforizmalar da oldu.
Kitabın ilk cümleleri meşhur Hipokrat Yemini ile başlıyor. Bu kitapta onun neden tıbbın babası kabul edildiğini fark ediyoruz. İnanılmaz bir tıp doktoru var karşımızda.
Hastalarını ve hastalıkların seyrini gün gün incelemiş, değerlendirmiş, çareler aramış, bulmuş, uygulamış ve sonuçlarını paylaşmış.
İşin aslı o şartlar altında imkansız sayılabilecek bir motivasyon ve gözlem yeteneği. Bazı tavsiyeleri oldukça etkileyici...Her tıp doktoru işinin başında ondan feyz alacaktır. Eseri muhakkak okunmalı.
Tıbbi Batıl
Koslu Hippokrates (MÖ 460-370): Tıbbı batıl inançların gölgesinden kurtarıp akli temellere dayalı bir sanata dönüştürmüş, böylece "tıbbın babası" olarak tarihe geçmeyi başarmıştır. Ortaya koyduğu anlayış zaman içinde değişik toplum ve kültürlerce benimsenmiş, hatta Galenos (MS 2. yy.) aracılığıyla Batı ve İslam ortaçağlarına aktarılarak çağdaş bilimin temellerinin atıldığı 18. yüzyıla değin etkisini sürdürmüştür. Kendisine atfedilen Hippokrates Külliyatı adlı derleme, insanın vücut yapısından hastalıkların nedenlerine, hatta uygulamada gözetilecek teknik kurallar ile ahlaki düsturlara kadar pek çok konuya değinen yaklaşık altmış metinden oluşmakta ve tıp konusunda antikçağdan günümüze ulaşan derli toplu en temel kaynak olma niteliğini taşımaktadır. Bu derlemenin gözbebeği sayılan, yüzyıllar boyu hekimlerin ellerinden düşürmediği Aforizmalar ise tip tarihinde çığır açan Hippokrates'in tıp anlayışına aralanan bir kapıdır.
M.Ö. 4.-5. yüzyıllarda sadece gözlem ile hekimliğin temellerini atan Hippokrates'in hala genel geçer gözlemlerinin madde madde sunulduğu bir kitap. Çoğu görüşün bir hekim olarak geçerliliğini sürdüğünü, tıbbın her ne kadar gün geçtikçe geliştiğini görsem de temellerinin Hippokrates'e kadar dayandığını görmek şaşırtmadı desem yeridir.
Bu kitap, modern tıbbın biz hekimleri laboratuvar ve görüntüleme yöntemleriyle boğduğu bir zamanda doğayla iç içe ve sadece gözlem ile gayet iyi hekimlik yapabileceğinin kanıtıdır.
Laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri bir hekimin en yakın dostu olmuştur fakat aslında idam sehpasındaki hekimlik sanatının boynuna takılan ipteki üç düğümden ikisidir.
Hekimler için kesinlikle yatırım tavsiyesidir.
Kitapta tıbbın babası Hipokrat'ın hastalıklarla ilgili aforizmaları yer almakta. Hastalıklarla ilgili bilgiler modern tıpta artık yer almıyor olabilir. Çünkü Hipokrat milattan önce 400'lü yıllarda yaşadığı için o zaman doğru olarak kabul edilen bilgiler günümüzde geçerliliğini yitirmiş olabilir. Kısacası bu kitabı okusanız da olur okumasanız da:)
Kitap hipokrat'ın yeminiyle başlıyor ardından 7 bölümde hastalıkları, belirtileri ve sonuçlarına dair notlarını okuyoruz. Çoğu notu bu dönemde kabul edilmiyor bazıları sadece kendisinin çok kısıtlı gözlemleri sonucunda kaleme alınmış çok kısıtlı diyorum epidemiyoloji gibi dersleri alanlar bilir gruplar oldukça fazladır hem grup sayısı olarak hem de gruplardaki deneklerin sayısı olarak, doğruluk açısından geniş kitlelerdeki analizler sonucu yorumlamalar yapılır. Yine de ben mezun olalı iki yıl oldu çok da sevmedigim için yanlış yorumlar da yapabilirim. Kısıtlı gözlem dememin sebebi hepimizin şu anki modern tıp dünyasında bildiklerimiz doğrultusunda mesela kız bebeğe hamile olan kadınların tenlerinin çirkin olmadığı, ya da regl kanamasından sonra burun kanamasının iyiye işaret olmadığını tabii bunları bir iki gözlem sonrası unutmamak amaclı kaleme aldığını düşünüyorum onun dışında tabi ki benim yorumlayamayacağım menenjit, dizanteri, hummalar, krizler, veremle ilgili bir sürü not mevcut MÖ 400lü yıllarda kaleme alınmış bu kitap ve çalışmaları bu yüzyılda çok geride olsa da Hipokrat'ın Tıbbın babasını unvanını almasını sağlıyor.
Kitabı şu sebepten dolayı okudum; Hipokrat yeminini yazan, “tıbbın babası” (Father of Medicine) Hippokrates’in hastalara ve hastalıklara yaklaşımını ve düşünce tarzını merak ettim. Doktorlar ve tıp öğrencilerine tavsiye ederim, fakat bu kitabın hastalıkların teşhis ve tedavisinde yardımcı olabileceği gibi bir durum söz konusu olamaz.
Kitap, hastalar ve hastalıklar hakkında genel bilgiler verir, yemek, içmek, uyku, hava değişimi, mevsimler vs. ve bunların farklı doğaya sahib olan bireylerin üstünde etkileri ve sebep olduğu semptomlar ve hastalıklar ve gerektiği tedavi yönteminden söz eder. Şu anda geleneksel tıp bunlardan yararlanır mı bilemem, fakat bazı yaklaşımlar, yazarın kendi zamanında doğru bilinmiş olsa da, şu anda tıp alanında hiç geçerli olmayan ve doğruluk payı olmayan yaklaşımlardır. Tabii buna şaşırmamak lazım, çünkü o zamandan bu yana yaklaşık 2500 yıl geçiyor, ve tıp her geçen gün daha çok gelişiyor. Hastalıkların teşhisi için yapılan tahliller, testler, ve tedavi yöntemleri, kullanılan ilaç ve cerrahi yöntemleri ilerliyor. Bu yolda emeği geçen bir çok hekim var ve tabii ki bir de babası var bunun:)
rahatlık ile insanın ilgisini çekebilecek ve kütüphanesinde mutlaka bulunması gerektiğini düşündüğüm bir başucu kitabı diyebilirim. Hastalıkların ve o hastalıkların seyrinin, ortaya çıkan belirtilerin açıklamalarının bulunduğu ve bu açıklamaların akıl ve mantığa dayalı olduğu ve gözlemler ile profesyonelleşmiş aforizmalar ile kitap 7 ayrı bölümden oluşuyor bu baskıda. çevirisi gerçekten çok anlaşılır ve harika, son sayfalarda sözlükçeye de yer verilmiş. tıp konusunda en temel kaynaklar arasında nitelendirilen eseri, hekimlerin yüzyıllarca elinden düşürmemiş olmasını da belirtmek isterim.