Her ki diler bu du'âda bulına
Fâtihâ ihsân ide ben kulına
"O du'a neden 'ibâret olacaktır" gibi terettüb eden bir suâle cevâb olmak üzere buyuruyorlar ki: Beni dua ile yâd etmek lütufkârlığında bulunacak ihvân-ı dînimden ricâ ederim, bir Fâtihâ ihsân buyuralar. Bazı nüshalarda "Fâtihâ ihsân ide Süleyman kulına" sûretinde gösterilmiştir. "Ben kulına" vezne daha muvâfıktır.
Nâzım-ı Muhterem burada tevâzu' izhâr buyuruyorlar da "ben kulına" diyorlar. "Men tevâda'a rafa'ahu'llâhu (Kim mütevazı olursa Allah onu yüceltir)" sırrını kendine reh-nümâ eylediği âşikârdır.
Nezâket-i lisâniyye îcâbınca zamanımızda "bendeniz" ta'bîri esaslaşmıştır. Tevâzu'a delâlet eder. Tevazu' ise mahallinde masrûf olmak üzere ahlâk-ı cemîledendir.
Süleyman Efendi hazretlerinin bu bâbdaki mazhariyyeti gıbta olunacak hâllerdendir. Hoşnûdiyyet-i celîle-i Muhammediyyeyi iktisâb yüzünden şu manzûmesi beş yüz on senedir okunup, nâm-ı muhteremleri rahmetle yâd oluna gelmektedir. Ne devlet, ne saaddettir. Cenlb-ı Hak himem-i rûhâniyyelerini üzerimizden eksik etmesin.
Âmîn.
Rûh-ı pür-fütûh-ı 'aliyyelerine li'lahi'l -Fâtihâ.
Fasl-ı evvelin hitâmı. /144/
Sayfa 237 - H YAYINLARI ☪ 1. Basım: Nisan 2O13Kitabı okuyacak
Hüseyin Vassâf Efendi, Sefînet'ül-Evliyâ'sına dahil etmek üzere
Esseyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri ile bir röportaj yapar ve röportajın sonuna şöyle bir beyit derceder:
"Beher yüzyıl içre dini ber-tecdîd ider Dânâ
Velî böyle bir müceddid binde bir gelir ancak hakka"