İbrahim Ulvi Yavuz

Dikenli Yollar yazarı
Yazar
6.8/10
17 Kişi
86
Okunma
4
Beğeni
1.405
Görüntülenme

İbrahim Ulvi Yavuz Gönderileri

İbrahim Ulvi Yavuz kitaplarını, İbrahim Ulvi Yavuz sözleri ve alıntılarını, İbrahim Ulvi Yavuz yazarlarını, İbrahim Ulvi Yavuz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Dünyada sevilmiş, sevilen nafile bekler! Bilmez ki bu giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden. Çok seneler geçti, dönen yok seferinden..."
Sayfa 139Kitabı okudu
Koltuğunun altındaki kitapları ile, ölüm sessizliğinden çıkıp şehrin gürültüsüne yeniden adım atarken, kalbinde inanç kıvılcımları yavaş yavaş parlamaya başlamıştı. Her şeyin bir noktaya gelip bittiğini, yok oluşları, yıkılışları ve sonları gerçek yüzü ile anlamıştı... Delikanlı yine yalnızdı. Ama bu defa varlıkla-yokluk arasındaki ötelerin ötesini düşünüyordu... Bu azimle yürüdü. Şehre doğru adımlarını hızlandırırken, dudaklarından da biraz önce okumuş olduğu beyit mırıldanıyordu: Eli boş gidilmez gidilen yere, Rabbim ben boş gelmedim günah getirdim! Dağlar çekemez bu ağır yükü, İki omzumda çok güç getirdim...
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Yusuf, önce kesik kesik nefes aldı, sonra acı çeken insanlann tedirginliği içinde, elini kalbinin üstüne koyarak karşısındakine derdini dökmeye çalıştı: -İşte tam burada çöreklenmiş bir acı beni yakıp kavuruyor. Ne yaptığımı, ne istediğimi, neden zevk aldığımı, bir türlü bilemiyorum. Arkadaşı, onun bu halini hiç ciddiye almıyordu. Her zamanki şakacı tavrı ile: -Senin bir türlü tarifini yapamadığın şey, aşk kardeşim, aşk! Ve aynı alaycı tavrı ile gözlerinin içine bakarak: -Sen aşk ateşi ile yanıyorsun. Küllerin savrulmuş da farkında değilsin. Biraz olsun kendine gel! Yusuf, titiz ve sinirli bir sesle: -Hayır diye çıkıştı. Bu kalp benim olduğuna göre neler hissettiğimi de ancak ben bilirim. Aşk değil, başka bir şey insanı içten içe kemiren ve yok eden bir dert gibi. Sanki okyanuslar içinde kurtulmak için çabalayan bir felaketzedeyim.
-Demek kansermiş? Ürkütücü bir kelimeydi. Kim bu sözü duysa yüzünün rengi değişiyor, saklanacak delik arıyordu... Ölüm vadisinden esen bir rüzgârın etkisiydi bu. Ölüm ve ölmek... Elbette değişmeyen bir gerçekti. Kolay mıydı ölmek? Toprak olmak ve yok oluvermek. Canlı bir vücudun bir anda çiçek gibi solması... Ahirete ve kadere inanmayanlar için ne korkunçtu! Oysa ölümün soğukluğunu içimizde her an duyarak yaşamak, onunla iç içe olmak... Şimdi ölecekmiş gibi hazırlıklı bulunmak... İşte bütün bunlar inanmanın ve Allah'a teslim olmanın en güçlü safhalarıydı. Kutsi Ferman: - Her nefis ölümü tadacaktır! diyordu. Elbette o buruk acıyı hepimiz de sırasıyla tadacaktık...
İhtiyar dostum ölmüştü. Sessiz sedasız gömülmüş ve komşularının dışında kimsenin haberi olmamıştı. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi şaşırdım. Gözlerimden iki damla yaş akarken ona rahmet diledim. Bir sır daha gökkubbe altında yok olmuştu. Sevapları ve günahlarıyla birlikte...
Sanma ki saat çalar, bir başın tokmak vurur, Mevte bir saat daha yaklaştın ey gafil deyu durur.
Reklam
Sorular, cevaplar, yalancı gülüşler... Günlük dostluklar ve teker teker yok olan ümitler...
227 syf.
·
Puan vermedi
Ağır bir dönemin içinde yaşayan gençlerin zihinlerini yıkayan ve ikiye bölen, ikiye bölerek kardeş kavgası çıkarmaya çalışanların bir aile üzerinden anlatıldığı bu roman geçmişi değerlendirmek için okunmalıdır. Yüzyıllar boyunca neredeyse tüm devletlerin yıkılma sebebi olan kardeş kavgasını bir kez daha toplumda yol açtıklarını işler. Kesinlikle okunması gereken bir kitap. Tavsiye ediyorum :)
Korkunun Bedeli
Korkunun Bedeliİbrahim Ulvi Yavuz · Beka Yayınları · 19919 okunma
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.