James O'Barr, The Crow adlı çizgi romanın yaratıcısıdır.
James O’Barr, trajik bir trafik kazasında nişanlısı Bethany’nin sarhoş bir sürücünün kullandığı araba tarafından öldürülmesi sonrasında çok sıkıntılı günler yaşamaya başlamış. Bu yaşadığı sıkıntılı dönemden kurtulmak için kendisini çizime verir, daha sonraları ise gazetede okuduğu bir haberden ( Detroit’te bir çiftin 20$ lık nişan yüzükleri için öldürülmesi olayı ) oldukça etkilenir ve bunun bir hikâyenin başlangıcı için güzel bir çıkış noktası olduğuna karar verir ve 1981 yıllarında Berlin’de ilk The Crow çalışmalarına başlar. İçinde bulunduğu sıkıntılı yaşam yüzünden eserini tamamlaması uzun bir süre alır.James O’Barr hikâyesinde kullandığı karakterleri kendi hayatından seçmiş,gerçek kişileri karakterleri ile özdeşleştirmiştir.Hatta filmde yer alan çete üyelerinin isimleri de Detroit'teki duvar yazılarında alınmış gerçek çete üyeleri isimleridir. (T-Bird, Tin-Tin, Top Dollar, Funboy ,Skank) Bunun üzerine olayları hikâye üzerine oturtarak hikâyeyi tamamlamıştır.
Unvan:
Yazar, İllüstratör
Doğum:
Detroit, Michigan, Amerika Birleşik Devletleri, 1 Ocak 1960
There is a place where the restless souls wander. Burdened by the weight of their own sadness, they cannot enter heaven.... And so they wait, trapped between our world and the next, endlessly searching for a way to rid themselves of their pain- in the hope that somehow, someday they will be reunited with the ones they love. If two people really love each other, nothing can keep them apart.
¤
Huzursuz ruhların dolaştığı bir yer var. Kendi üzüntülerinin ağırlığı altında cennete giremezler... Ve böylece, bizim dünyamız ile öteki dünya arasında sıkışıp kalmış halde beklerler, acılarından kurtulmanın bir yolunu durmaksızın ararlar - bir şekilde, bir gün kavuşacakları umuduyla. sevdiklerine kavuşacak. Eğer iki insan birbirini gerçekten seviyorsa hiçbir şey onları ayıramaz.Where
"Cehaletimiz ve ehlileştirilemeyen hırsımızla Karga'nın sevdiği tek kadına tecavüz ettik ve öldürdük onu. Şimdi yara iziyle yarılan maskesi dünyayı dolduruyor ve her birimiz onun kazazedelerinden biriyiz."
Herkese selam. Kalbimi param parça eden intikam temalı bir çizgi romanla geldim. Gerek karanlık gotik tarzdaki çizimleri gerekse hikayesinin acısı kalbime oturdu diyebilirim. Özellikle Eric'in Shelly için yaşadığı çaresizlik beni mahvetti. Haydi konusuna geçelim; Eric ve Shelly birbirine deliler gibi aşık bir çift. Birbirlerini o kadar çok seviyorlar ki bu mutluluğun uzun süremeyeceği sinyallerini alıyorsunuz alttan alta. Kumsalda uçuş uçuş gelinliğiyle Eric'e evet dedikten sonra Shelly ile Eric yola çıkar. Ancak yolculukları esnasında arabaları bozulur. Bilmedikleri bir şey vardır; yanlış zamanda yanlış yerdelerdir. Tom Tom, Top Dollar, Tin Tin ve başları FunBoy. Onlar sokak çeteleri ve kafaları bi milyon. Ortada hiçbir sebep yokken önce Eric sonra Shelly'i acımasızca bu hayattan alırlar. Eric bir karganın yardımıyla hayata geri döner ve tabuta konmamış ruhu çığlık atar; kısasa kısas diye. Herkese keyifli okumalar.
Hayatımda ilk kez bir çizgi roman okudum ve okuduktan sonra daha fazla okumalarımda yer vermem gerektiğini fark ettim.
Daha önce severek izlediğim Karga filminin çizgi romanı da oldukça başarılıydı bana göre.
Eric ve Shelly birbirine çok aşık bir çift. Hatta öylesine seviyorlar ki ikisi de sahip oldukları mutluluktan korkuyorlar, zira bir gün bunu kaydedebilirler diye.
Ne yazık ki korktukları başlarına geliyor ve evlenme arifesinde olan çiftin araçlarının bozulduğu bir yolda yasaklı madde alan bir grup genç onlarla karşılaşıp önce Eric’i sonrasında da Shelly’yi acımasızca öldürüyorlar.
Ve bir karga yardımıyla hayata dönen Eric, mutluluklarına gölge düşüren bu insanlardan tek tek intikam almaya başlıyor.
Hem aşk, hüzün ve intikamla örülü bu hikayeyi ilgililerine tavsiye ederim.