1958 yılında Taipei’de doğmuştur. Güzel Sanatlar alanında eğitim görmüş, 12 yıl boyunca reklam şirketlerinde çalıştıktan sonra, şu anda tamamen kitap yazıp resimlemektedir. Kullandığı poetik dil ve hayal gücünün sınırsızlığıyla bezenmiş çarpıcı çizimleriyle öne çıkan sanatçının eserleri, İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, Almanca, İtalyanca başta olmak üzere 20’den fazla dile çevrilmiş, filmlere, televizyon dizilerine, tiyatro ve müzikallere uyarlanmıştır. Uzakdoğu’nun en sevilen sanatçılarından biridir.
Bu kitap daha önce izlediğim Mary and Max filmine benziyor.
İnsanları, onların hayallerini, onların dileklerini konu ediniyor. Eğer hepimizde bir sihirli değnek ya da lamba olsaydı ne dilerdik acaba onu konu ediniyor.
Hepimiz kendimizce, kendi ihtiyacımızı, kendi çıkarımız için olanı dilerdik. Çok azımız toplumu da, diğer insanları da düşünürdük.
Kitabı okurken gülümsedim. Halimizi o kadar güzel şekilde anlatıyor ki ne desem bilemedim.
İstisnasız herkesin okumasını, okuduktan sonra üzerinden düşünmenizi istiyorum. Ve ben bu yüzden çocuk kitaplarını çok seviyorum. Çünkü bu kitaplarda çokça felsefe olduğunu düşünüyor ve buna inanıyorum.
Kitabı çocuk gelişimci, anaokulu öğretmeni, sınıf öğretmeni, psikolog, psikiyatr, pedagogların okumasını öneriyorum.
Keyifle okumanızı öneriyorum.
Çocuk kitabı olmasına rağmen büyüklere de hitap ediyor. Hikaye akıcı ve güzel. Hikayeyi okuyorken düşünüyor, kitap kahramanının dileğine ortak oluyorsunuz. Resimler bir harika.
Bir dilek tutun, sonrasında dileğinizi unutun ve bekleyin. İnanılan ve özgür bırakılan dilekler umulmadık bir günde sahibini arıyor olacaktır.
Bir demliğin ortaya çıkmasıyla başlıyor hikaye. Bazı çocuklar onu her ne kadar Alaaddin'in Sihirli Lambası olarak görse de içinden cin falan çıkmaz. Bir başka çocuğun ise onu demlik olarak görmesiyle