Kendini rahat bir şekilde okutan bir kitap. Konusu da fena değil fakat polisiyeden çok aşk romanı diyebilirim. Bu yönünü sevemedim çünkü asıl konuyu gölgede bırakmış.
Gerilim setiyle elime geçen Dehşetin Sonu için ilkel çaplı bir polisiye diyebilirim. Takıntılı bir arkadaşımız aynı saç rengi ve tiplere benzeyen minyon kızları sebepsizce öldürmeye başlar. Ailelerle görüşüldüğünde tüm kızların yeni tanıştığı gizli bir sevgilileri olduğu ortaya çıkar. Katilin asıl amacı gerçek hedefini öldürmeden birer alıştırma yapmaktır aslında.
Diğer tarafta sevgilisinin bir yıl önce terkettiği güzel bir kız var. Bu kızımız tabii ki herkese güvenmekte problem yaşayan ailesini kaybetmiş ve kızların katilini araştıran dedektife aşık olur. Kitap boyunca ikisi arasındaki romantizm çok üst düzeyde tutulmuş ve abartılmış buda kitabın polisiye olma özelliğini yok etmiş diye düşünüyorum. Belki de çok fazla polisiye okuduğum için beklentim katili bulma yönündeki araştırmalardan sıkça bahsedilmesi ve yöntemlerin, suçlu profillemelerinin daha sık anlatılması yönündeydi. Bu anlamda beklentimi karşılayan bir kitap olmadı diyebilirim.
Yeni okumaya başladıysanız ve henüz tam manasıyla okuma alışkanlığı edinememişseniz okuyabilirsiniz. Çünkü kitap kalın gözükse de sıkça bölümleri ve büyük puntolarıyla hızlı okunuyor.
Yorumlara bakınca cekinmistim ama Gayet akıcı güzel ilerleyen bir kitapti.sikilmadan okudum.Olaylar cok akıcı ilerliyor Gerilim ve polisiye severler için güzel bir kitap.