Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Kate Alice Marshall
Kate Alice Marshall Yorumları ve İncelemeleri
Kate Alice Marshall yorumları ve incelemelerini, Kate Alice Marshall kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Kate Alice Marshall puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
392 syf.
9/10 puan verdi
Kasaba temalı hikayeleri severim. Sakladıkları ve gün yüzüne çıkmasın diye uğraştıkları sırlar, gizemli anlatımla ve olay örgüsü ile birleştiğinde tadından yenmez. İşte bu kitap da tam olarak böyle.
Üç küçük kız üç yakın arkadaş. Ormanı tapınak gibi kullanarak kendilerince oyunlar oynarken öyle bir şey keşfederler ki, keşif kabusun başlangıcı olur. Naomi 17 yerinden bıçaklanır ve aranan katil Sthall hapse girer. Yıllar sonra gelen telefonla üç kadın tekrar bir araya gelir ve tüm sırlar yavaş yavaş açığa çıkar.
İlk 100 sayfa normal seyretti ve kitap bundan sonra açıldı. Sırları olduğunu bilerek ve o sırları da yavaş yavaş öğrenerek okuyoruz. Anlatım güzel, gizem iyi işlenmiş. Üç karakterin de özel hayatlari epey ayrıntılıydı ama kesinlikle gereksiz değildi. Bazı tahminlerim tuttu. Final ters köşe ve şaşırtmacalarla doluydu. Gizem ve gerilim açısından kesinlikle başarılıydı, öneririm.
Sakladığın sırrı açığa vurursan onun esiri olursun...
Herkese selam. Beklentinizin üstüne çıkmayacak ama beklentinizi de karşılayacak bir kitapla geldim. Sonu bana göre tahmin edilebilirdi. Bu kızlardan iyi bir şey çıkmayacağı kitabın başından beri belliydi zaten. İlk kez bu tarz polisiye-gerilim türünde bir kitap okuyacaksınız tavsiye ederim ancak türün kurdu olmuşsanız sizi pek tatmin
Helen Vaughan, kendisinin ve annesinin Harrow adındaki atalarından kalma evlerini Harrowstone Hall'da neden terk ettiklerini veya neden o zamandan beri geniş aileleriyle konuşmadıklarını bilmiyor. Büyükbabası öldüğünde, onun her şeyi (evi, araziyi ve parayı) kendisine bıraktığını öğrenince şok olur. Mirasın bir şartı var: Harrow arazisinde tam bir yıl kalmalı, yoksa elinde hiçbir şey kalmayacak.
Paradan daha fazlası tehlikede. Harrow, kendini bildi bileli Helen'in rüyalarına giriyordu ve artık bu rüyalar uyanıkken görülen bir kabusa dönüşmüştü. Helen, bu yılı atlatmak istiyorsa Harrow'un sırlarını açığa çıkarması gerektiğini biliyor. Ev neden labirent gibi inşa edilmiş? Her gece ormanda açılan çukurları neden kazıyorlar? Peki neden evin kendisi onu hasta ediyormuş gibi görünüyor?
Her çarpık açıklamayla Helen, Harrow, ailesi ve hatta kendisi hakkında bildiklerini sorguluyor. Artık ayrılmak isteyip istemediğini bilmiyor ama yapabilir mi diye de merak ediyor.
Annesi ölünce babasının yanına Alaskaya giden 17 yaşında ergen bir kız çocuğu. Ama babası da ölünce Alaskada tek başına yaşamaya çalışırsa ne olur?
Kitap ilk başta 'bu nasıl bir şey ya' diye başlayıp sonunda ağladığım bir kitap oldu. Açıkçası ağlamayı hiç beklemiyordum ama sonunda olan olay beni çok üzdü :(
ayrıca yazarın kalemi o kadar iyi ki sanki film izlemişim gibi hissettirdi okurken, asla zorlanmadım. Herkesin okuyacağı bir yazım dili var yazarın. Ben sevdim bu kitabı zaten beni ağlattığı için hep hatırlayacağım bir kitap olacak kendisi.
Bugün ölmeyeceğim büyük bir keyifle okuduğum bir kitap oldu. Eşime bu kitap tam senlik deyip durdum. Her zaman Alaska'da kimse olmadan kendi kendimize yeterek yaşamanın hayalini kurar. Ben barakadan burnumu dahi dışarı çıkarmam gibime geliyor ama neyse konumuz bu değil :)
(Spoiler İçerir.)
Jess ve annesi bir trafik kazası geçirir. Jess kazadan bacağının sakatlanmasıyla kurtulur ama annesini kaybeder. Ona sahip çıkacak kimse olmadığı için on senedir görmediği babasıyla ormanın ortasındaki bir kulübede yaşamaya başlar. Ama bu hiçte kolay değildir. Buradaki yaşam Jess'in bildiği yaşama çok uzaktır. Birde üstüne basmaması gereken bir bacağı varken. Jess babasına ve buraya daha alışamamışken babasının geçmişinden gelen insanlar babasını öldürür ve kulübelerini yakarlar. Jess ormanda babasının köpeği ile yapayalnız kalır. Hayatta kalması için sığınak bulmalı, ateş yakmalı, avlanmalı ve en önemlisi de o adamlar geri geldiğinde babasının katillerinden intikamını almalı. Peki Jess tüm bunları başarabilecek mi?
Çok güzel bir hayatta kalma hikayesi. Sanki o ormanda tüm bunları yaşayan benmişim gibi heyecanlandım.
Yıllar önce babasının kendilerini terk etmesiyle Jess ve annesi yalnız yaşamaya başlarlar. Yıllar sonra bir trafik kazasında annesi ölür ve Jess' in de bir bacağı yaralanır ve iyileşmek için tedavi görür. Bir adam çıkıp gelir Jess'i babasına götürmek için. Babası ıssız bir adada sanki birilerinden kaçarcasina vahşi doğada yaşamaktadır. Zamanla Jess de doğanın kanunlarını öğrenirken bir gün adaya gelen yabancılar Jess' in babasını öldürürler. İşte tam bundan sonra Jess' i ciddi bir mücadele bekliyor...
#kitapyorumu
Özellikle Jess' in mücadele verdiği bölümleri zevkle okuyacağınızı düşünüyorum. Yabancı olduğunuz bir yaşam koşulunda, küçücük yaşta ve tek başınıza siz olsanız ne kadar dayanabilirdiniz? İşte bunu sorgulamanız için harika bir kitap önerisi...
(arkakapakyazısı)
“Onlar bir seri katili hapishaneye gönderdiklerinde on bir yaşındalardı. Kahramandılar... Ama yalancıydılar.
Chester kasabasında üç yakın arkadaş; Naomi, Olivia ve Cassidy yaz boyunca ormanda dolaşıp Tanrıça Oyunu adını verdikleri ritüellerin peşinden gider. Ama yaz, içlerinden biri saldırıya uğrayıp on yedi yerinden
10/7
Hepimiz seçimlerimizin bir toplamıyız.
Ne istediğini biliyorsan, yoluna hiçbir şeyin çıkmasına izin verme.
Unutulmak insanın olabileceği en yalnız haliydi.
Jess annesiyle yaptığı trafik kazası sonucu bir bacağı sakatlanmış ve annesi de ölmüştür . Babasını yıllardır görmeyen kahramanımız onun yanında yaşamak için yola koyulur . Babası
3/5
Kısa olmasına rağmen beni içine çekti kitap, olaylar olurken karakterin duyguları size geçiyor onunla beraber üzülüyor korkuyor ve ne yapacağını düşünüyorsunuz. Okuyormuş gibi değilde izliyormuş gibi hissettim, sanki yaşanılan tüm olaylar gözümün önünden geçiyordu bu da kitabın daha akıcı olmasını sağladı, film tadındaydı. Çerezlik ve reading slumptan çıkaracak bir roman. Eğer Stephen King tarzı yazarları daha önce okumuşsanız bu kitap size basit gelebilir ama yeni yeni bu tarz kitaplar okuyorsanız seversiniz.
Konusu: Annesiyle yaşayan Jess onun ölümüyle 10 senedir görmediği babasının yanına yerleşir fakat babası Alaskada ormanın ortasında bir kulübüde yaşıyordur. Daha önce şehir hayatından çıkmamış olan Jess burada çok zorlanır. Doğa hayatına alışmaya başlamadan babasının eski arkadaşlarının ortaya çıkışıyla işler baya karışır.