Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kemalettin Köroğlu

Kemalettin KöroğluEski Mezopotamya Tarihi yazarı
Yazar
Derleyen
8.6/10
60 Kişi
322
Okunma
24
Beğeni
2.114
Görüntülenme

Kemalettin Köroğlu Sözleri ve Alıntıları

Kemalettin Köroğlu sözleri ve alıntılarını, Kemalettin Köroğlu kitap alıntılarını, Kemalettin Köroğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evli bir kadın yalnız başına dışa­rıya ancak başını örterek çıkabilirdi. Evli olmayan kadın, köle ve fahişeler başlarını bağlayamaz, bağlarlarsa dayakla cezalandınlırdı
Kentlere yerleşen Amurrular, Akkadca çiviyazısını dilleri­ne adapte ederek kullanmışlar, köklü Mezopotamya kültürü­ nü özümseyerek bu bölgenin bir parçası olmuşlardı. Sümer kökenli bazı kültürel ve mitolojik unsurların tek tanrılı din­lere aktarılmasında da bu toplumun payı olduğu öngörülür. Eski Ahit'te anlatıldığına göre Güney Mezopotamya'da yer­leşmiş bir grup göçmen Amurrulu, olasılıkla ikinci binyıl başlarında, İbrahim Peygamber önderliğinde Doğu Akdeniz kıyısındaki Kenan ülkesine ve oradan da Mısır'a ulaşmışnr. lbrahim Peygamber'in göçü ile sembolize edilen bu olay, Amurru toplumunun kültürel ilişkilerde oynadığı role ve tek tarınlı bir dinin tarihsel köklerine işaret ediyor olmalıdı
Reklam
Mezopotamya adı, kuzeyde Toros Dağları, güneyde Basra Körfezi, doğuda Zagros Dağları, batıda da Suriye Çölü tara­fından çevrelenen alan için kullanılır. Gerçekte Mezopo­tamya'nın kesin hatlarla belirlenmesi mümkün olmayan kültürel sınırları, batıda Suriye Çölü'nü Fırat Vadisi boyun­ca aşarak Filistin ve Lübnan Dağlarına, güneyden de Elam üzerinden doğuya doğru genişlemektedir. Mezopotamya bir coğrafi terim olmakla birlikte, burada gelişen Sümer, Ak­kad, Babil ve Assur gibi uygarlıklardan günümüze ulaşan bileşik kültürel bir kimliği de ifade etmektedir.
Aşk tanrıçası innana
Aşk ve savaş tanrıçası lştar, bütün Mezopotamya uygarlıklarında kabul gören en önemli tanrıçadır. Sümerlerde lnanna, Akkadlardan itibaren Sami kökenli uygarlıklarda ise lştar adıyla tanınır. Adı Sümer inancında An, Utu (Şamaş) ve Ninna (Sin) gibi önemli tanrılarla birlikte anılır. En önemli tapınağıı Eanna (cennet evi) Uruk kentindeydi. lştar'ın kutsal hayvanı aslan. sembolü ise yıldızdı. Hammurabi dönemine ait 49 cm. yüksekli!)indeki bu kabartmada boynuzlu başlı!)ı, kanatları, aslanları ve baykuşları ile birlikte gösterilmiştir. Elinde bir dal ve adaleti temsil eden halka bulunur. Kilden yapılmış olan ve British MOzesi'nde bulunan bu kabartmanın lştar'ın kızkardeşi Ereşkigal veya Lilitu (Eski Ahit'te Lilith) olabilece!)i de dOşOnOlmektedir.
llk küçük ölçekli kazı denemesi bir ko­leksiyoncu olan Rich tarafından 1820 yılında Ninive kenti­nin sitadeli Koyuncuk'ta gerçekleştirildi ve burada bulunan eser koleksiyonu 1825 yılında British Müzesi'ne ulaştı. Eserler arasında pişmiş topraktan yapılmış silindir mühür­ler, çiviyazılı tabletler ve süs eşyaları gibi pek çok küçük buluntu vardı.
"Assurlular toplum düzenini sağlamak amacıyla uyguladıkları kuralları yazılı hale getirmişler, zaman zaman da saraydan fermanlar yayınlayarak kuralları hatırlatmışlardır. Bu bağlamda özellikle kadınlar açısından oldukça dikkat çekici yaklaşımlar gözlenir. Kadın sosyal yaşamda önce babası, evlendikten sonra da kocasının gözetimi altındaydı: "Koca eğer savaşta esir alınmışsa kadın en az iki yıl onu beklemek durumundaydı. Evlendikten sonra bile eski kocası gelirse ona dönmek zorundaydı. Kadına verilen cezalar da oldukça ağırdı: Eğer bir kadın hırsızlık yaparken yakalanırsa ya kocası tarafından kulakları, ya da mağdur tarafindan burnu kesilirdi. Evli bir kadın yalnız başına dışarıya ancak başını örterek çıkabilirdi. Evli olmayan kadın, köle ve fahişeler başlarını bağlayamaz, bağlarlarsa dayakla cezalandırılırdı. Saray kadınları ise daha sıkı kurallara tabi idi. Bir saray kadını yanında biri olmadan bir erkekle karşılaşırsa her ikisi de öldürülürdü. Bir köle omuzu açık biçimde bir saray kadınının yoluna çıkarsa yüz kamçı ile cezalandırılırdı" (Tosun-Yalvaç 1975).
İletişim Yayınları - Tesettürün kökeni - Assurlular Ve Kadın
Reklam
Akkad krallanın, Sümer krallanndan farklı olarak çok uzak bölgelere seferler düzenlemiş olmaları, kurdukları dev­letin bir imparatorluk olarak değerlendirilmesine yol açmış­tur. Akkadlarla birlikte sınırlan belirlenmiş kent devleti mo­delinden, "bütün dünyayı" yönetmeye aday bir imparator­luk düşüncesine geçildiğini veya bu düşüncenin temelleri­nin atıdığmı söyleyebiliriz.
Sümerce günümüzde bilinen hiçbir dille doğrudan akrabalığı kurulamamış bir dildir
“Daha önceki dönemlerde olduğu gibi, kentlerdeki en büyük yapılar tanrılar adına yapılan tapınak külliyeleriydi.”
İletişim Yayınları - hala değişen bir şey yok.
364 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.