En Eski Kenan Hulusi Koray kitaplarını, en eski Kenan Hulusi Koray sözleri ve alıntılarını, en eski Kenan Hulusi Koray yazarlarını, en eski Kenan Hulusi Koray yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kenan Hulusi Koray, Yedi Meşalecilerin tek hikaye yazarıdır. Bu kitap da Türk Edebiyatının ilk korku öykülerini barındırır. İçerisinde 7 korku hikayesi bulunan kitap oldukça güzeldir. Edebiyatımız açısından oldukça büyük bir yeri olan bu güzel ve esrarengiz kitabı herkesin alıp okumasını tavsiye ediyorum.
Basit, sıradan, kopuk ve eksik oluşturulmuş hikayelerin başarısız bir yansıması var karşımızda. Klasik Anadolu korku temasının dışına çıkıp daha çok psikolojik gerilim tadında olan hikayelerin işleniş tarzı acemice. Anladığımız kadarıyla Kenan Hulusi’yi -belki de- ön plana çıkaran tek şey Yedi Meşaleciler topluluğundaki tek nesirci olmasıdır.
Yayınevi Eleştirisi:
Laputa Kitap’ın Kasım 2018 baskısı maalesef çok kötü düzenlenmiş. Neredeyse her sayfada birkaç yazım yanlışı, font hatası ve gereksiz sözcük açıklamasının yanı sıra açıklanması veya günümüz Türkçesine çevrilmesi gereken sözcüklerin dipnot olarak belirtilmemesi kitabın yayınevi tarafından başarısız olan tarafıdır.
Yazım yanlışı oldukça fazlaydı. Bu beni rahatsız etti fakat yeni bir yayınevi olduğu için şimdilik gözardı ediyorum.
Ben genel olarak pek beğenemedim. Beğenmeye zorladım kendimi ama olmadı. İçinde irili ufaklı öyküler var. Birkaç tanesi iyiydi gerisi çok düz geldi. İnce olduğu için çabuk bitti. Eski dil terimlerin olması hoşuma gitti ama dipnotlar biraz eksik kalmıştı. Ayrıca dipnotların bazısının ekleriyle birlikte yazılması durumu vardı.
Kısa öykülere gelince karanlık tarafları vardı fakat bana çok yüzeysel geldi bazıları. Daha tekinsiz olsaydılar daha çok hoşuma giderdi. Fazla da söyleyecek bir şey yok aslında okurken çok fazla keyif almadım.
Yedi Meşaleciler içinde sadece öykü yazan Kenan Hulusi Koray'in korku öykülerini okumanın keyfini yaşıyorum şuan. Kısa kısa ama güzel öykülerle dolu kitap. Ben sevdim..
Kenan Hulusi Koray, Cumhuriyet döneminin ilk edebî topluluklarından biri olan Yedi Meşaleciler'denmiş.Edebiyatımızda korku hikâyeciliğinin öncüsü sayılıyormuş Kenan Hulusi Koray.Tek romanı olan Osmanoflar 1938 yılında Kurun (Vakit) gazetesinde tefrika edilmiş.
Bulgaristan'ın Kârin-âbâd kasabasının önde gelen ailelerinden biri olan Osmanoflar üzerinden, Osmanlı devletinin Balkanlarda egemenliğini yitirmeye başladığı, Bulgar komitacılarının etkin olduğu dönemi anlatan Osmanoflar ‘ı sevemedim.
Yedi Meşale grubunun şair olmayan tek üyesi Kenan Hulusi Koray'ın hikaye kitabı: Bir Otelde Yedi Kişi
1940'ta yayımlanan kitap, farklı yirmi iki öykü içeriyor. Bazı öyküler korku türünün edebiyatımızdaki ilk örneklerini oluşturuyor. Öykülerin birçoğunu severek okudum. Akıcı bir anlatım, ilgi çekici konular, birçok öyküde tercih edilen farklı anlatım tekniği kitabın rahat okunmasını sağlıyor. Kitabın en beğendiğim öyküleri arasında Yusufçuk, Paraşüt, Bir Garip Adam, Taş ve Gedik, Güneş Balıkları, Mavzer, Bir Aşk Hikayesi'ni sayabilirim.
Unutmadan ekleyeyim ki bu kitaptaki hikayelerden birinin baş kahramanı hepimizin bildiği bir isim: Ömer Seyfettin.
Beğeneceğinizi umduğum bir kitap, okumanızı öneririm, keyifli okumalar dilerim.
Bir Otelde Yedi KişiKenan Hulusi Koray · Karbon Kitaplar Yayınları · 202057 okunma
Bu öykü kitabını çok büyük bir hevesle almıştım. Ancak kitapta çok fazla cümle düşüklüğü var. Keşke kapak tasarımına gösterilen itina cümle yapılarına da gösterilseydi.
Kitapta 3 farklı öykü yer alıyor bu arada:
Kavaklıkoz Hanı'nda Bir Vaka
Dirilen Mumya
Kıllı Maymun
İnsanlar fena mahluklar beyim ...
Hani bazı dere kenarları yahut sulak yerlerde büyük , koca koca taşlar vardır . Çok kere de güzel dururlar.Hele etrafı çimlenmiş yahut yosun bağlamış olursa ... fakat birde taşı kaldırmayagörünüz! yüzlerce hayvanın öteye beriye doğru koştuğunu fark eder kendi kendinize taşı kaldırdığınıza bin pişman olursunuz.Birçok insanı ben de böyle taşlara benzetirim.Dışarıdan ne iyi görünür , ne hoş sohbetlidirler ama beraberce iş yapmaya kalkınız onlarında rutubetli toprağa bırakılmış birer taş olduğunu anlayıverirsiniz.