Çocuk olsaydım eğer, gözyaşlarım, kalbime giden yolda değil, elmacık kemiklerime giden yolda olurdu. Güçlü olmak zorunda da olmazdım. Aşkın, büyüklerin arasındaki güzel bir oyun olduğunu zannederdim hâlâ.
Kendimi suçüstü yakalamaktan yoruldum. Ben artık kendimi, kendimden beraat ettirmek istiyorum. Ya içimdeki herkese af gelsin, bir ben yalnız kalayım ya da içimdeki herkes tutuklu kalsın, ama bir ben özgür olayım...
Büyük bir hüzün ve duygu akışına kapılmış gidiyordum ki son sayfalara geldiğim de şaşkınlığım arttı kitabın adı aşka uyandırken nasıl böyle biter ki okumuyorum sonunu diyerek kendimce sitem etmiş bile olabilirim.. Dayanamayıp okuduğumda yüzümde tebessümler oluştu..
Aşkın o duygusallığına yakışan muhteşem final sürpriziyle unutamayacağım bir kitap oldu.. Kansere olan duyarlılık ayrıca kalbimde yer edinme sebebi oldu..
Hayat hep çalışmadığımız yerden soruyor, beklemediğimiz yerden vuruyor.
Bazı şeylerin provası yapılmıyor. Ne çıkarsa karşına doğaçlama yaşıyorsun. Ya yenilip tükeniyorsun ya da yaşamaya devam ediyorsun. Ruhunun yırtılan yerlerini yamayıp, yürümeye devam ediyorsun. Daha sessiz, daha derine, daha umarsız...
Çok farklı bir kitap bayıldım diyebilirim son daha muhteşem olmuş...
Çoğumuz anlam vermesekte yazılan aşk kelimeleri yüreğimize iyi gelir. Aslında duyduklarımızı yaşamak isteriz. Güzel bir farkındalık içerisinde sunulan bu eser gerçekten iyi geldi yüreğime... Sağlık farkındalık adına güzel bir ses getirmişdir diye umuyorum... Duygusal ve ruhsal değişimler derinlemesine öyle güzel işlenmiş ki bir kaç ay sonra tekrar okuyup farklı bakış açısıyla tekrar yorum yapmayı bile düşünüyorum. Hiçbir kitap gereksiz değildir. Muhakkak sizlere katacağı bir kelime veya bir duygu vardır. Keyifli okumalar dilerim