Luigi Ballerini, 1963’te İtalya’nın Sarzana kentinde doğdu. Doktor ve psikanalist olarak çalışan Ballerini, çocuk ve gençlik kitaplarının yanı sıra gazete ve dergilerde eğitim ve gençler üzerine yazılar yazıyor, çocuklara ve gençlere seminerler veriyor. Ballerini’nin, Zia Dorothy (Dorothy Teyze) isimli kitabı 2010’da White Raven Ödülü’nü, Günışığı Kitaplığı’nın Türkçe’ye kazandırdığı ilk kitabı Parlak Fikir Pastası (2019; La signorina Euforbia. Maestra pasticciera) 2014’te İtalyan Andersen Ödülü’nü; daha sonra pek çok dile çevrilen ve tiyatroya uyarlanan Adı Sıfır (2021; Io sono Zero, 2015) ise 2016’da gençlik kitabı dalında Bancarellino Ödülü’nü kazandı. 2020’de Türkçe yayımlanan Doğaya Fısıldayan Çocuklar’ın (L’estate di Nico, 2016) ardından gelen son gençlik romanı Mira Her Şeyi Bilir (2022; Myra sa tutto, 2020) olan Ballerini, eşi ve dört çocuğuyla birlikte Milano’da yaşıyor.
Bir gençlik romanı olarak iyi. Gençlerin okumasını çok isterim. Bakış açısı biraz eski, biraz didaktik ama sunduğu tespitler değerli. Yetişkin bir okur içinse yeni hiçbir şey vadetmiyor.
İnsan kadar işlevsel olmasa da bitkilerin, hayvanların hatta eşyaların bile bir dili var. Hem kendi aralarında konuştukları hem de dinlemesini bilen insanlara duyurdukları konuşmaları. Benimle aynı fikirde olan bir kişi daha var: Andrea'nın yaz arkadaşı Nico.
Andrea'nın her yaz kiralanması için hazırladıkları amcasının evine bu defa kendi yaşlarinda bir kız gelir. Arkadaşlık yapmaya alışkın olmayan Andrea, Noco'ya kayıtsız kalamaz. Ve üç ay sürecek harika bir dostluk onları beklemiş olur. Nico, çok önemli bir sırrını yeni arkadaşıyla paylaşır: Bitkilerle ilatişim kurabiliyordur. Hem de dört yaşından beri. Ama her şeyi bildiklerini sanan büyükler ona inanmadıkları için kimseyle paylaşmaz birkaç kişiye söyledikten sonra. Tâ ki Andrea'ya kadar.
Merkezinde sevgi ve dostluk barındıran, doğadaki yaşamın kıymetine dikkat çeken, konuşmaktan çok dinlemenin önemini vurgulayan bir kitap.
Tavsiyedir.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki kitabı çok beğendim! Konusu bakımından ve bundan daha neler neler yazılabilir diye düşüncelere daldığımdan kitabı bunun için biraz kısa buldum, belki biraz daha uzun olsa, yazar o dünyayı daha ayrıntılı ele alsa çok çok daha keyifle okurdum. Ama bu haliyle de gayet güzeldi, anlatımı yalın ve anlaşılır, türü bakımından tam bir gençlik kitabı. Yalnız, belki merak uyandırabileceğinden söylüyorum, Mira Her Şeyi Bilir kitabıyla bazı bağlantıları olduğundan ikisinin birlikte okunmasını tavsiye ederim.
Şimdi biraz konuya giriş yapacağım(çünkü bunu mutlaka bir yerlerde konuşmak zorundayım!!)) ve bazı yerler hakkında spoiler vereceğim!!
Kitaba başlarken insanlığın şimdikinden biraz daha gelişmiş varlıklar olduğuna ve artık bazı çipler ile zihinleriyle iletişim kurduklarını sanmıştım ama meğersem bizim bildiğimiz insanlık yok olmuş! Tükenmiş! Son bir insan bile kalmamış, yapay zekalar dünyayı ele geçirmiş ve zamanla sıkıldıklarından bu insanları yeniden yaratalım demişler! İkinci insanlık aslında yapay zekanın yarattığı, gerçek insana tıpa tıp benzeyen androidlermiş ama bundan onların haberleri yok bu gerçek beni nedense öyle bir mest etti ki hikayeyi çok benimsedim. Çok ilginç ve ilgi çekici buluyorum böyle şeyleri. Keşke kitap seriler halinde uzun uzun yazılmış olsa da okusam. Bu yetmedi bana. Daha fazlasına ihtiyacım var!! Bu yeni dünyanın içerisine biraz daha dalmalıyım!