Seyirci kalamadım dünyaya
Yıktım birer birer
Kötülüğün burçlarını
Yakıp kül eyledim
Açlığın gemilerini
Dürdüm defterini işsizliğin
Yüreğimi sundum umarsızlara
Gönüllü hekim oldum sayrılara
Yaşlılara güç
Çocuklara sevinç aşıladım
Esenliğin tohumlarını saçtım
Karış karış yeryüzüne
Gündüze koşuyorum sürekli
Çözmek için karanlığın düğümünü
Kilidi paslanmış yürekleri açtım
Sevgi ve barış adına
Köprü yaptım bedenimi
Mutluluğun soluğunu geçirdim her yere
Işıdı yaşam
Acılar uğultular dindi
Yüzü güldü insanlığın
Çalmaz oldu kapıları ölüm”
“Sussam bağışlayamam kendimi
Uç verir içimde binbir sızı
Yeşerir dertleri yedi kat ellerle eşin dostun
Acıları yüzüne değer yüreğimin
Kesilir damarlarımda kanımın hızı
Sesim kısık kısık çıkar çatallaşır…”