Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban etmek istemesini anlamak istemeyen bugünün insanı aslında Hz. İbrahim'in gerisine düşmüştür. Kendi çocuklarını daha rahat edebilmek adına sosyal medyaya veya internete kurban eder duruma düşmüştür.
Çocuğun akranlarıyla veya ailesiyle vakit gecirmedi gerekirken aile daha rahat sosyal medyayı takip etmek; bir organizasyonda daha iyi eğlenebilmek için yöntemi çoktan keşfetmiştir.
Yaşanan pek çok sorun iletişim engelinden kaynaklandığını söylenebilir. Bu açıdan bakıldığında kaynak aslında bilgi girişinin yapıldığı kutu gibidir. Bu nedenle kaynak şu soruyu her zaman aklında tutmalıdır: Ben ne demek istedim?
Yazarımız Menderes Akdağ'ı tarihçi kişiliğiyle tanımaktayız. Yazmış olduğu iletişim sosyolojisi kitabında teknolojinin gelişimiyle beraber iletişim araçları, günümüz medyası da gelişim göstermektedir. Eskiden duvarlara resmedilen yazılar, resimler bir iletişimken şimdi elimizin altında bulunan, bilgiye saniyede ulaşabileceğimiz telefon iletişim ürünüdür. Emojileri bir iletişimdir, jest ve mimikler bir iletişimdir. İnsanların akın akın teknoloji bağlılığına kurban gittiğini (buna ben de dahil) insanları tembelleştirdiğini ve bu yüzden üretici bir toplum yerine tüketici bir toplum olduğunu, teknolojinin faydaları kadar zararlarını da dile getirmektedir. İletişimi başlatan kişi her zaman sorumlu kişidir. Karşıya ne denli anlattığına bağlıdır. Hedef kitleyi belirlemek, onları iyi tanımak her zaman önemlidir. Hedef kitleyi bilen nasıl ve ne şekilde davranacağını ve konuşacağını bilir. Toparlayacak olursam, iletişim önemli bir olgudur. Elimizin altındaki teknoloji ürünlerini zarar değil, fayda sağlayacak hâle getirmek de bizlerin elindedir. İletişim her zaman bir sorun hâline gelmiştir. Nerede, nasıl, kime karşı konuşacağını iyi bilmek her zaman önemli olmakla beraber iletişimi kolaylaştıracak etkenler arasındadır. Kitabı beğendiğimi dile getirmesem yazara haksızlık olur. İletişim yönünden bilgi sahibi olacağınız bir kitap olduğunu düşünüyorum. İyi okumalar