Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merry E. Wiesner-Hanks

Tarihte Toplumsal Cinsiyet yazarı
Yazar
8.6/10
120 Kişi
450
Okunma
18
Beğeni
2.269
Görüntülenme

Merry E. Wiesner-Hanks Gönderileri

Merry E. Wiesner-Hanks kitaplarını, Merry E. Wiesner-Hanks sözleri ve alıntılarını, Merry E. Wiesner-Hanks yazarlarını, Merry E. Wiesner-Hanks yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
448 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Harika enfes mutlaka okunması icap eden bir eser. Bosna katliamının adını vermeden anması dışında çok beğendim. Dünya tarihi yazımında benzeri eserlerin bir çoğunda Osmanlı, Safevi vb devletlere değinilmez iken bu kitapta yerli yerince verilmiştir diyebiliriz. Doğrudan kronolojik tarih akımı yerine birbiri ile ilişki kurulması (Londra, tokyo ve kuzey amerika) örnekleri gibi. Toplumsal değişime ve buna etki eden sebep sonuç, illiyet bağlarına da değinilen açıklamaların yapılması da ayrca takdire şayan.
Kısa Dünya Tarihi
Kısa Dünya TarihiMerry E. Wiesner-Hanks · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020117 okunma
"Eğer ben [başkalarından] daha uzakları gördüysem, bunu devlerin omzunda durduğum için yapabildim"
Sayfa 510 - Newton'un 1675 yılında kendisi gibi bir bilim adamı olan Robert Hooke'a yazdığı bir mektup
Reklam
Devamlılıkları akılda tutmak, değişiklikleri araştırmaktan daha zor olabilir; çünkü devamlılıklar daha az açıklama gerektirir ve genellikle değişiklikler kadar heyecan verici veya fark edilebilir değildirler
Sayfa 65
1450'den sonra matbaa teknolojisinin Almanya'dan başka ülkelere de yayılmasıyla bu malzeme giderek fazlalaşmıştır. 1500'lere gelindiğinde Avrupa' da 200'den fazla şehirde matbaa vardı; akademisyenler bu tarihte sekiz ila yirmi milyon arasında incunable bulunduğunu tahmin ediyorlar. (Matbaanın icadından sonraki ilk elli yıl içinde basılan kitaplara, matbaanın bebeklik döneminde basıldıkları için, Latince " beşikte" demek olan, incunable veya incunabula denmektedir.) Bu rakam tüm Batı tarihinde o zamana kadar yayımlanmış olan kitapların sayısından oldukça fazladır; hatta sayılar o kadar inanılmazdı ki, bazı insanlar matbaayı şeytan icadı olarak görmeye başladılar. Ancak bu görüş matbaanın yayılmasını durdurmadı ve 1600'lara gelindiğinde, her birinin baskı adedi ortalama 1.000 olan, 200.000 civarında değişik kitap veya edisyon basılmıştı. Dolayısıyla, kitap toptan üretilen ilk modern meta oldu.
Sayfa 10
Her insan gibi her tarihçi de geçmişe kendi perspektifinden bakar. Bu perspektif kişinin ilginç bulduğu konuları, bilgiye ulaşmak için kullandığı yöntemleri ve bulduklarını anlatan dili biçimlendirir. Bazen bir bakış açısı " önyargı" olarak tanımlanır; ancak bu sözcük çok olumsuz bir anlamla yüklüdür ve sanki "önyargısız" tarih, yani geçmişte meydana gelen gerçekleri olduğu gibi anlatmak mümkünmüş hissini uyandırır. Ancak, bu gerçekler insanlar tarafından toplandığı ve bu gerçekleri ortaya çıkaran kaynaklar da büyük oranda insanlar tarafından oluşturulduğu için, her hikaye taraflıdır.
Sayfa 6
Tarihçiler binlerce yıldır sordukları, "geçmiş hakkında ne öğrenebiliriz? " sorusunu sormayı sürdürüyorlar; ancak yaptıklarımızı niçin öğrendiğimiz konusu ve geçmişte yaşayan insanların kendi durumlarını anlama ve belgeleme şekilleri üzerinde daha fazla duruyorlar. Neden bazı şeyler kaydedilip korunarak geçmişle ilgili düşüncelerimizin temelini oluşturan tarihsel kaynaklar halini aldılar? Bunları yazanlar kimlerdi ve bakış açıları neydi? İnsanlar anılarına nasıl ve niçin şekil vererek kendi tarihlerini yarattılar? Neler yazılmadı; bilerek veya bilmeyerek neler çarpıtıldı? Yaşanan deneyimler ve o deneyimlerle ilgili hikayeler, erkeklerle kadınlar, fakirlerle zenginler, sıradan insanlarla seçkin insanlar, köylülerle şehirliler gibi farklı insan tiplerine göre nasıl farklılıklar gösteriyordu? Sanat, nesneler veya sözlü gelenekler gibi yazılı olmayan kaynaklardaki bilgileri de katarsak geçmişle ilgili düşüncelerimiz nasıl değişiyor?
Sayfa 5
Reklam
Tıpkı Hristiyanlık’taki gibi, İslamiyet’in ilk gelişimi sırasında da kadınlar önemli rol oynamalarına ve herkese açık namazlara ve dini törenlere katılmalarına rağmen, ilk kuşaktan sonra kadınların tecridi, Şeriat’ın resmi bir parçası haline geldi.
Sayfa 210 - 5.Bölüm: Din; İslamiyet
(...) MÖ 3. bin yıl gibi erken bir tarihte bile, Dicle ve Fırat nehirlerinın vadilerinde şimdiki Irak’ta yaşayan erkekler evlenirken karılarını peçeye sokarlardı. Muhammed’in ilk karısı Hatice, dinde geniş görüşlülüğü ciddiye alması için onu ikna etti; asla peçe takmadı ve peygamber o ölmeden diğer karılarıyla evlenmedi.
Sayfa 209 - 5.Bölüm: Din; İslamiyet
Pek çok akademisyen ve yazar, Kuran’ın Allah nezdinde erkekleri ve kadınları tümüyle eşit kabul ettiğine dikkat çekerler; her iki cinsiyet de cennete gidebilir. Müminler, dini vecibelerini yerine getirmekten kendi başlarına sorumludurlar. Bu yazarlar, İslamiyet’in kadınlara yönelik kısıtlamalarının Müslümanlık öncesi uygulamalardan geldiğini ve bunların imanın şartı olmadığını savunurlar; örneğin MÖ 3. bin yıl gibi erken bir tarihte bile, Dicle ve Fırat nehirlerinın vadilerinde (şimdiki Irak’ta) yaşayan erkekler evlenirken karılarını peçeye sokarlardı. Muhammed’in ilk karısı Hatice, dinde geniş görüşlülüğü ciddiye alması için onu ikna etti; asla peçe takmadı ve peygamber o ölmeden diğer karılarıyla evlenmedi.
Sayfa 209 - 5.Bölüm: Din; İslamiyet
860 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.