Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber 1880’li yıllarda doğduğu kaydedilmektedir. Mısır’ın Garbiye vilâyetinde Sante’ye bağlı Ca‘feriye köyünden olup Zürkānî nisbesi Menûfiye vilâyetinde Telâ’ya bağlı Zürkān köyünden gelmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’i ezberleyip temel dinî bilgileri aldıktan sonra 1911’de el-Ma‘hedü’l-Ahmedî’de öğrenim görmeye başladı. Daha sonra Ezher Üniversitesi’ne girdi ve İlâhiyat (Usûlüddin) Fakültesi’nden mezun oldu. 1925’te âlimiyye diploması aldı. 1926’da Ma‘hedü’z-Zekāzîk’a ve ardından Ma‘hedü Tantâ’ya öğretmen tayin edildi. Bir süre imam olarak da görev yaptıktan sonra önce Ma‘hedü’l-Kāhire’ye, 1939’da Kur’an ilimleri ve hadis okutacağı Ezher’in İlâhiyat Fakültesi’nde hocalığa getirildi. Zürkānî Kahire’de öldü. Başta Kur’an ilimleri olmak üzere hadis, fıkıh ve kelâm gibi alanlarda kendini yetiştirmesi yanında edebiyat, tarih, felsefe ve sosyolojiyle de ilgisi vardı. Zürkānî, ulûmü’l-Kur’ân’ı çağdaş bir üslûpla ifade etmeye ve Kur’an’la ilgili bazı güncel şüphe ve tereddütleri gidermeye çalışmasıyla dikkat çekmiştir. Eserlerinde edebî bir üslûp kullanmış, bu arada şiirle de uğraşmıştır.
Peygamber'in Kuba Mescidi'nde ilim öğrenenlere verdiği altın öğüt unutulmamıştır:
تعلموا ما شئتم أن تعلموا
فلن يأجرَكم الله حتي تعملوا
“Öğrenmek istediğiniz her şeyi öğrenin. Ancak amel etmediğiniz sürece Allah size mükâfat vermez. “
وَوَضْعُ النَّدَى في مَوضِع السيفِ بالعُلا
مُضِرّ كوضعِ السيفِ في مَوضِع الندى
Sözün kılıç gibi kuşanılması, Kılıcın söz yerine kullanılması kadar zararlıdır. (Mütenebbî)
'Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı''na yakın bir beyt.
Kuran ilimleri alanında 20. yüzyılda yazılmış En güzel kitaplardan birisi. Özellikle kuran ilimleri konusunda tartışmalı konuları özenli bir şekilde ele alıp bunlar hakkında Sorulan sorulara ayrı ayrı cevap vermesi ve bunları çoğunlukla mantık ilkeler çerçevesinde çürütmeye çalışması kitabın diğer kitaplardan ayrılan
en önemli özelliğidir.