Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhsin Ertuğrul

Muhsin Ertuğrulİnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim yazarı
Yazar
7.6/10
10 Kişi
33
Okunma
12
Beğeni
3.709
Görüntülenme

Hakkında

1892 yılında, İstanbul'da doğdu. Sinema ve tiyatro yönetmeni. İlköğrenimini Tefeyyüz Mektebi'nde ve Darüledep'te yaptı. Daha sonra soğuk çeşme ve Toptaşı Rüştiyelerinde okudu. Oradan Mercan İdadisi'ne geçti. 1909 yazında Erenköy'de Burhanettin Kumpanyasının bir temsilinde ilk olarak sahneye çıktı. Daha sonra Reşat Rıdvan ve Burhanettin Beylerin Odeon tiyatrosunda çalıştı. Hamlet'te Laerdes rolüne çıktı. Arkadaşı Vahram Papazyan'ın öğütlerine uyarak gittiği Paris'te (1911), uzun yıllar etkisinden kurtulamadığı Mounet - Sully'yi seyretti. 1913'de tekrar Paris'e gitti. 1914'de Türkiye'ye döndüğü zaman Reşat Rıdvan Bey, Darülbedayi Osmaninin hazırlık çalışmalarına girişmişti. Edebi tiyatro heyeti adındaki, Fransa'dan çağrılan Antoine'ında katıldığı juri önünde Hamletten bir bölümü oynayan Muhsin Ertuğrul, tiyatronun sanatçı kafilesine alındı. Strintberg'den Baba, Kistemaeckers'den kasırga adlı oyunları Türkçe ye çevirdi. Viyana'da Otello çalışmalarını izledi. 1922'de Kemal film adına, İstanbul'da Bir Facia, Aşk ve Boğaziçi Esrarı filmlerini çevirdi. Leblebici Horhor, Kız Kulesi'nde Bir Facia, Ateşten Gömlek, Sözde Kızlar filmlerini çevirdi. Repertuardaki oyunlar arasında İhtilal (L. Andreyev), Baba (Stringberg), Bir Halk Düşmanı (İpsen), Prof. Kienow
Unvan:
Yazar,Tiyatrocu,Sinemacı
Doğum:
İstanbul, 28 Şubat 1892
Ölüm:
İstanbul, 29 Nisan 1979

Okurlar

12 okur beğendi.
33 okur okudu.
50 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Yaş alarak değil, yaşanarak tecrübe kazanılır. Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır."
Gençlik bir çeşit delilik! Olmaz denilen şeyleri, gerçekte de olmayacak işleri oldurmaya çalışan, akıntıya karşı kürek çekmekten zevk alan ve yapabildiğinin son kertesine, son noktasına kadar bütün gücünü cömertçe harcayan bir yaratık yaşı! Gün gelip de neler yapıldığı birer birer sayılıp dökülünce toplamın kabarıklığından ürkülen bir durum, inanılmaz bir sonuç çıkıyor ortaya!
Sayfa 261 - RemziKitabı okudu
Reklam
Tiyatro sahnesini aydınlatmak için ülkesinde yıllarca bir tek projektör bulamayan benim gibi birisi, böyle her evde beş on projektör görünce, arpa ambarına düşmüş gibi şaşırıyordu.
Sayfa 433 - RemziKitabı okudu
Bir de, benim cenazem, hiç kimseyi rahatsız etmemek için, mezarlığa en yakın yer olan Levent Camisi' nden kaldırılmalı; mezarlıkla karşı karşıya olduğu için kimseyi yormaz, kimseyi rahatsız etmez. Bu suretle beni, son küfürden de kurtarmış olursunuz. Bizim mesleğimiz güzel bir meslek. Zaten bütün meslekler güzel. Güzel olmayan tek uğraş politika... Dikkat et, zaten sanat ve sanatçı bile, politika adamlarıyla ilişkisinde hemen asaletini kaybedip onlar gibi çirkinleşiyor.
Sayfa 486 - RemziKitabı okudu
Abdülhamid' in hakkı varmış: Tiyatroları kapatmakta, gençleri tiyatrodan uzak tutmakta haklıymış! Tiyatroyu, halkın düzeyini yükselten, ondaki moral gücü arttıran tek etken, biricik okul saymakta yanılmamış. Oysa, bugün bile bu gerçeği anlamamış nice küflü beyinler vardır. Türk tiyatrosu 1920' ler ortalarına kadar bir yerden yardım görmek şöyle dursun, alnının teriyle kazandığı gelirin yüzde 25' ini vergiye, yüzde 35' ini tiyatro sahibine vererek, ölüme mahkûm edilmişti. Küflü beyinler belki yıllar sonra tiyatronun topluma ne kadar gerekli olduğunu anlayacaklar; ama o zaman karşılarında öldürdükleri, besleyemedikleri sanatçıların mezarlarını, kemiklerini bile bulamayacaklardı.
Sayfa 372 - RemziKitabı okudu
Kötümserlik kanserden daha tehlikeli bir hastalıktır.
Muhsin Ertuğrul
Muhsin Ertuğrul
Kötümserlik kanserden daha kötü bir hastalıktır.
Muhsin Ertuğrul
Muhsin Ertuğrul
Reklam
"Düşünceye kelepçe, fikirlere pranga vurulmaz. Nerede ve ne zaman olursa olsun özgürlüğe baskı yenilgiyle biter."
Muhsin Ertuğrul
Muhsin Ertuğrul

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
670 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Muhsin Ertuğrul' un anıları. Çocukluğundan başlıyor, 1930' a kadar geliyor ancak. Bir iş ne kadar sevilir, nasıl aşkla yapılır, sanata tutkuyla bağlanmak ne demek bu kitapta. Adam hayâtını tiyatroya adamış. Hakiki bir sevda olmuş onun için. Ailesinden geçmiş, ne para, ne şöhret; sadece sanat aşkı. Yaşadığı sıkıntılar, çektiği çile, ömür boyu bitmemiş. Görülüyor ki eğer bir tiyatromuz varsa Ertuğrul' la var. Tiyatro dışında da görüşlerini öğrenmek mümkün kitapta. Ayrıca sinemanın Türkiye' deki kurucusu da sayılabilir. İlk sesli filmi, ilk renkli filmi de o çekmiş. Ve performansına bakınca anlıyorum ki ben hiç çalışmamışım. Yalnız kendi çalışmamış pek çok da adam yetiştirmiş, okullar kurmuş, sahneler açmış. Başlattığı iş hâlâ devam ediyor. Kişisel anıları olsa da hiç sıkıcı değil anlatımı; öykü tadında. Dili ve üslubu da üst düzeyde. Gerçi kitap Özdemir Nutku yönetimindeki bir ekip tarafından yayına hazırlanmış. Ertuğrul' un el yazısından, eski yazı, önce Latin alfabesine aktarılmış, sonra da düzeltme ve güncellemeler yapılmış. Ne kadar Ertuğrul' un tarzı bilemiyorum. Tiyatro meraklıları mutlaka okumalı.
Benden Sonra Tufan Olmasın
Benden Sonra Tufan OlmasınMuhsin Ertuğrul · Remzi Kitabevi · 200710 okunma