23.06.1987 yılında İstanbul'da doğdu. Tiyatroya ilkokulda edebiyat öğretmeninin taklidi yaparken ceza olarak başladı. Lise yıllarına kadar amatör olarak devam etti. Lisenin son senesinde liseler arası tiyatro yarışmasında en iyi erkek oyuncu ödülünü almasıyla profesyonel olarak oyunculuk yapmaya karar verdi ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde tiyatro bölümünü okudu. 2008 yılında E.S.E.K tiyatrosuna katıldı. Bu ekip ile 'Ne Münasebet' ve 'Sallanan Sandalye' adlı oyunu oynadı. Ne Münasebet ile 10. Lions Tiyatro Ödülleri'nden ödül kazandı. Oyunculuğun yanında oyun yazarlığı ve eğitmenlik de yapmakta. Birçok reklam filmi ve 'Aşksın Sen' dizisi ile ekranlarla tanıştı.
Tedaviye gülüp geçen yaralarım var benim. En sevdiklerimin ellerinden nakış nakış bakışlarıma işlenmiş habersizce.
Kalabalıklar arasında neden kaybolduğumu sormayın bana, aslında tek isteğim insan selinin içinde kendimi unutturmak.
Anlasana! Takatim yok bir daha kendimi elevermeye, el üstünde tuttuklarımdan el muamelesi görmeye.
Etrafım hep benden bir parça.
Bak mesela karşımda dağ gibi dikilen şu hayal kırıklıklarını görüyor musun?
İşte onlar bana uykusuz gecelerimden hediye. Hangi birini def edebilirim, hangi birini silip atabilirim?
Yapamam!
Keşkelerimle defalarca yüzleşmem gerek benim, yıkılan hayallerimi karşıma alıp af dilemeliyim.
Neden mi?
Ruhumu enkaz altında bırakanla göz göze gelirse bu yürek, dayanamaz teslim olur, bilirim...
Zaafın varsa cellatına, kurbanlığın hakkını verir insan.
Belki bizi de özleyen biri vardır bir yerlerde. Tek sorun henüz tanışmamış olmamızdır.
Artık kimse benden bir fedakârlık daha beklemesin, ne bıraktılar ki benden geriye? Elimden gelen tek şey bu satırlar.
Vicdanın nasıl rahat bilmem ama gözyaşlarım iftiharla sunar...
Hakkını Helal Et Hüseyin Kardeş... Bu Çocukların Karşıya Geçmesi İçin Senin Paramparça Olman Lazımdı.
Yıl 2014 öğretmenliğe yeni başlayacağım yıl. Nasibimize düşen okul “Batman Mehmet Şimşek İmam Hatip Ortaokulu”. Meslek hayatımdaki ilk, okula gidiyorum. Okul şehrin dışında, yeni yapılmış bir okul. Batman’dan Van’a gidilen şehirlerarası yolun
Kaybettikçe kazanmak
İyi insanların meziyetidir....
Kitapta bir kadının küçük yaşlarda babasız kalmasını, güven sorunlarıyla boğuşmasını, okuyup iyi bir avukat olmasını ve aşkı bulmasını okuyorsunuz.
Kitapta Aslı'nın Bedirhan ile tanışmasına kadar olan kısım güzeldi ancak ondan sonraki kısmı işkence çekercesine okudum.
Aslı, küçük yaşta onları terk edip giden babasından dolayı erkeklerden yıllar boyunca uzak durmuş bir kadın. Otuz üç yaşına kadar, küçüklüğünden gelen güvensizlik duygusundan dolayı hiçbir erkeği hayatına almamış. Sonra bir gün Bedirhan ile karşılaşır ve yıllar boyunca kendi etrafına ördüğü o kabuğu kırarak çıkar.
Ancak erkeklere karşı hissettiği güvensizlik onun yakasını bırakmaz ve Bedirhan'la başladığı o güzel ilişkisini kendi elleriyle yıkar.
Kitabın bu sayfalarında ciddi anlamda kafayı yeme noktasına geliyorsunuz. Bir insan nasıl sorgusuz sualsiz diğerini aldattın diye itham ederek, konuşmasına bile izin vermez? İki dakika dinlemek insanlara bir şey kaybettirmez, tersine kazandırır.
Aslı ne kadar suçlu ise Bedirhan'da o kadar suçlu bence. Kız ona bütün geçmişini, yaşadığı güven problemini açıkça anlatmasına rağmen Bedirhan, Aslı'ya yalan söyledi. Hayatlarını neden bu kadar zora sokuyorlar anlayabilmiş değilim...
Kitapta, altını çizdiğim ve alıntı olarak paylaştığım çok yer olsa da genel olarak kurgu çok basitti ve beğenmedim. Almanızı pek önermem ama bir yerde elinize geçerse kitabı okuyabilirsiniz.
R A S T L A N T I
“Baba, bir evin çatısıymış, baba olmadıktan sonra her rüzgârın, her yağmurun, her fırtınanın mağduru olurmuş kalanlar. Hiçbir yorgan ve battaniye veremezmiş onun sıcaklığını, hiçbir ateş dağlayamazmış yürekleri babasızlığın dağladığı kadar. Hiçbir zenginlik fayda etmezmiş, hiçbir para geri getirmezmiş senden çalınıp götürüleni.