Mustafa Kemal Atatürk kitaplarını, Mustafa Kemal Atatürk sözleri ve alıntılarını, Mustafa Kemal Atatürk yazarlarını, Mustafa Kemal Atatürk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Umumi harpte bir ordunun ba şında idim. Türkiye'de diğer ordular ve onların kumandanları vardı. Ben yalnız kendi ordumla değil, öteki ordularla da meş gul oluyordum. Bir gün Erzurum cephesindeki hareketlere ait bir mesele üzerinde durduğum sırada yaverim dedi ki:
"Niçin size ait olmayan meselelerle de uğraşıyorsunuz?"
Cevap verdim;
"Ben bütün orduların vaziyetini iyice bilmezsem kendi ordumu nasıl sevk ve idare edeceğimi tayin edemem. Bir devlet ve milleti idare vaziyetinde bulunanların daima gözönünde tutmalan lazım gelen mesele budur. Bu münasebetle muhterem misafinmize şunu diyeceğim: ben düşündüklerimi sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda lüzumlu olmayan bir sırı kalbimde taşımak iktidarında olmayan bir adamın. Çünkü ben bir halk adamıyım. Yanlışım varsa halk tekzip eder. Fakat şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni tekzip ettiğini görmedim."
Milletleri sevk ve idare eden adamlar, tabii evvelâ kendi mil- letinin mevcudiyet ve saadetinin amili olmak isterler. Fakat aynı zamanda bütün milletler için ayı şeyi istemek lazımdır.
Bütün dünya hadiseleri bize bunu açıktan açığa isabet eder. En uzakta zannettiğimiz bir hadisenin bize bir gün temas etmeyeceğini bilemeyiz.
Bunun için beşeriyetin hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir uzvu addetmek icabeder. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan bütün äza müteessir olur.
Şuna da kaaniim ki, eğer devamlı sulh isteniyorsa kütlele- rin vaiyetlerini iyileştirecek beynelmilel tedbirler alınmalıdır. İnsanlığın heyet-i umumiyesinin refahı açık ve tazyikın yerine geçmelidir.
Dünya vatandaşları, haset, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir."
"Türkiye'de Bolşevikliğin yayılmasından korkuyor musunuz?"
"Türkiye'de Bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk hüküme tinin ilk gayesi, halka hürriyet ve saadet vermek, askerlerimize olduğu kadar, sivil halkımıza da iyi bakmaktır."
"Niye diktatör diye çağrılmaktan hoşlanmıyorsunuz?"
"Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyor- lar. Evet bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmek bil- mem. Bence diktatör, diğerlerini iradesine rämedendir. Ben kalp- leri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim."
"Mesut musunuz?"
"Evet, çünkü muvaffak oldum."
''Tehlike ve felaket anlarında ağırbaşlılık ve huzuru korumanın milli özelliklerimizden olduğu unutulmamalı, umutsuzluk ve bezginliğin akla getireceği aşırı ve tehlikeli emel ve tasavvurlara, vatanın yüksek çıkarları feda olunmamalıdır.''
Bütün hayatımı, varlığımı, bütün şerefi ve onurumu tehlikeye attım.
Dolayısıyla meclis benim eserimdir.
Ben eserimi alçaltmakla değil yüceltmekle görevliyim.
Hakikatte häkim olan ve her şeyi şa Harse idare eden merci, Millet Meclisi'dir. Zannıma göre yeryüzünde buna benzeyen diğer bir hükümet mevcut değildir.