Biyografi:
Mustafa Şahin (06 Temmuz 1961)
1961 yılında Bartın’ın Ulus ilçesinde doğdu. Uludağ Üniversitesi Necatibey eğitim Fakültesi Coğrafya Bölümü’nü 1984 yılında bitirdi. Cizre Lisesi’nde öğretmenliğe başladı. Bartın’da çeşitli liselerde çalıştıktan sonra 2017 yılında Hasan Sabri Çavuşoğlu Lisesi’nden emekli oldu. İlk romanı ‘Kasabanın Laneti’ 2013 yılında Ayrıntı Yayınları’ndan çıktı. 2014 yılında Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan ‘Haziran’da Bir Fidan- Berkin için…’ kitabına ‘Büyülü Zamanlar Durağı’ anlatısıyla katkı yaptı. Edebiyat- Mizah Dergisi Tefrika’da yazıları çıktı. Evli ve iki çocuk babası olup yaşamını Bartın’da sürdürmektedir.
"Bir bakır sini gibi parlayan güneş, tepelerin ardında kaybolmak üzereydi ki gözleri, kan rengi ufka doğru yükselen alıcı kuşa takıldı. Pençeleri doluydu. "Nasibini almış" dedi içinden. "
●KASIMVERESİYE| Merhabalar, Berat kandilimiz mübarek olsun arkadaşlar. Kitap ikinci dünya savaşı sırasında bir köyde yaşananları konu edinmiş. Muhtarın ve adamların köylüden zorla aldıkları vergiler, tahıllar köylü halkını bıktırsada dipçik yeme korkusuyla her söyleneni yerine getiriyorlar. Bit, pire tüm köye yayıldığı için tüm çocukların ve kadınların saçlarını kesiyorlar. Bu köyde herkesin bir lakabı var, Tekçarık ise avlanıp köye döndüğünde ayağında tek çarığı olduğundan bu lakabı almış, Gökçe ile karşılaştıklarında Gökçe' nin ben seni almam lafına sinirlenip, zorla evlenir. Tekçarık askere gittiğinde tüm köyün erkekleri Gökçe' ye sulanır. Köyün erkekleri, birbirlerinin eşlerine bile sürekli göz koyarlar. Tekçarık ve Gökçe' nin hikayesinin nasıl bittiğini merak edenlere kitabı öneririm.
.
Bu tarzda kitaplar fazla okumuyorum değişiklik olsun diye bu ay okumalarımın arasına katmıştım, okudum fakat konusu gereği hoşuma gitmedi, kitapta argo kelimeler mevcut, Tekçarık' ın köye dönüş kısmını biraz fazla uzatılmış buldum. Tamamen kötü diyemem ama az önce söylediğim tarafları yüzünden kitaptan etkilenmedim.
"Bir bakır sini gibi parlayan güneş, tepelerin ardında kaybolmak üzereydi ki gözleri, kan rengi ufka doğru yükselen alıcı kuşa takıldı. Pençeleri doluydu. "Nasibini almış" dedi içinden. "
Kasımveresiye, İkinci Dünya Savaşı yıllarını anlatan, geçmişe yolculuk yapmanızı sağlıyan bir kitap. Savaş döneminde taşrada yaşanan yokluk,
Yalın bir dili ve sürükleyici bir konusu var. Ancak eserin yazarı, benim lise öğretmenim olduğu için Kasımveresiye kitabı benim ayrıca ilgimi çekti diyebilirim. Bu kadar sürükleyici olması beni kesinlikle şaşırttı.