4000 yıl önce Mezopotamya da yaşayan halklar, sümerlerin yıkılışı, akadlarin kuruluşu sürükleyici tarihi bir roman olmasının yanı sıra, o dönemdeki insanların yasayisi hakkında bilgi veriyor. Her karakter olayları ve yaşadıklarını kendi dilinden anlatıyor, bu yönüyle iyi ve kötüyle empati kurduran psikolojik bir roman özelliği kazanan kitabin coğrafi tasvirleri de insana o zamana ve mekana gitmiş hissini yaşatıyor.
İnsanlık tarihinin doğduğu geliştiği topraklar olan Mezopotamya ve geçirilen süreç ve değişimler...
Müthiş bir olay örgüsü ve konu bütünlüğüyle insanı sarıp sarmalayan ve kitabı elinizden bıraktırmak istemeyen bir eser olmuş. Tarih kitaplarında favorilerimden olan İskender Palaya rakip olmuş Nazif Karakök.
Devamının geleceğini düşündüğüm yeni eseri sabırsızlıkla bekliyorum.
Kesinlikle tavsiye ederim mutlaka okunmalı ve kitaplığınızda olmalı...