Necmettin Hacıeminoğlu sözleri ve alıntılarını, Necmettin Hacıeminoğlu kitap alıntılarını, Necmettin Hacıeminoğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Birbirine sançılub her yan tenümde ohlarun
Murg-u rûhum kaydına olmuş müretteb bir kafes
(Vücudumdaki oklar tenimde artık yer kalmadığı için - birbirine saplanmaktadır. Böylece, ruhumun kuşunu tutmak için yapılmış bir kafes meydana gelmiştir.)
.
Fakat, Türk milletinin asırlardan beri işlediği ve bugünkü olgun hale getirdiği Türkçeyi yıkmak isteyenleri milli vicdan affetmeyecektir. Çünkü bu hareket, şu veya bu yabancı kelimeye değil, aslında milli bütünlüğe indirilmek istenen bir darbedir. Türk milletinin tarihini ancak elli yıl içinde arayanların, milli tarihimize vurmak istedikleri bir «tekme»dir. Türk milletini 36 milyondan ibaretmiş gibi göstermek isteyenlerin ve öyle olmasını temenni eden bedbahtların milli kültürümüze salladığı hoyrat bir çekiçtir.
Türk milletinin bütünlüğüne kasteden bu kirli eller elbette kırılacaktır.
.
Nitekim, tarih göstermiştir ki bir milletin kurmuş olduğu devlet yıkılabilir, oturduğu vatan elinden alınabilir, fakat dili yaşıyorsa, o millet dağılmamıştır, kaybolmamıştır, ayaktadır.
Gezme ey gönlüm gâfil fezâ-yi 'ışkda
Kim bu sahrânun güzer-gehlerde çoh sayyâdı var
(Ey gönlümün kuşu aşkın fezasında gafil gafil gezme. Zira bu sahranın güzergâhında dolaşan çok avcılar vardır.)
.
Dilin varlığı, millet bütünlüğünün geleceği için yegane teminattır. Dil yaşadığı müddetçe millet ayaktadır. Türklüğün can düşmanları bunun için milli dilimizi yıkmaya çalışmaktadırlar.
.
Eyle bed-hâlem ki ahvâlüm görende şâd olur
Her kimün kim devr cevrinden dil-i nâ-şâdı var
(Öyle kötü durumdayım ki, zamanın cefasından dolayı gönlü kederli olanlar, benim bu halimi görünce kendi hallerine şükrederek sevinirler.)
Ehl-i temkînem meni benzetme ey gül bülbüle
Derde yoh sabrı anun her lâhza min feryâdı var
(Ben temkinliyim, beni bülbüle benzetme ey gül. Onun derde tahammülü yok, her an binlerce feryadı var.)
.
Konunun ilgi çekici bir yönü daha var: Son yirmi yıl içinde dilde aşırı özleşmeyi savunan aydın zümresi hiç bir zaman milliyetçi bir grup değildir. Hayat görüşleri, millet, milliyet ve kültür anlayışları bakımından son derece serbest düşünceli, hatta milliyetçilik yerine beynelmilelciliği benimseyen bir kısım aydınların dil konusunda böyle aşırı Türkçeci oluş sebeplerini izah etmek bizce imkansızdır. Hiç bir konuda Türkçü ve milliyetçi olmayan, hatta bu düşüncelere karşı çıkan kimseler dil meselesinde nasıl Türkçeci oluyor, nasıl bir dil ırkçısı kesiliyorlar?
.
.
İlk olarak Kaşgarlı Mahmut 1072 yılında yazdığı Divanü Lugati't-Türk adlı büyük eseri ile Türk dilinin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu, on beşinci yüzyılda da Ali Şir Nevayi Muhakemetü'l-Lugateyn adlı eseri ile Türkçenin Farsçadan daha güzel ve zengin bir dil olduğunu iddia ederek, bunu isbata çalışırlar. Her iki müellif de iddialarını sadece dil sahasına inhisar ettirmekle yetinmeyip, aynı zamanda Türklerin üstün ve ileri bir millet olduklarını da belirtmek suretiyle, bin yıl sonra Atatürk'ün «Ne mutlu Türküm diyene!» «Bir Türk dünyaya bedel!» «Yüksel Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur!» sözleri ile ifade ettiği Türk milliyetçiliği ülküsünün de öncüsü olurlar.
.