Kalabalıklar arasında kalıp da sadrı daraldığında hoştur insanın kendisine verilenleri hatırlaması,şükür hissiyle dolması.Zira emanetin hatırı şükürden geçer. Bir evlada, bir kitaba, fincan kahveye, sanata…İnce şeyler durup anlaşılmayı bekler. Bu sebeple bir parça uzlet, biraz tefekkür çağırır her kalabalık…
Edebi bir metin olmasının yanında akademik, araştırmacı bir bakışı da yansıtmaktadır. Ama akademik bakış açısının bürokratik ve soğuk yüzünün olmadığını söyleyebilirim. Denemeler okuru durup düşünmeye taşımakta ve okuma ritmi hep yükseklerde seyretmektedir. Bazı deneme bölümlerinde, yazıların içerisine şiir yerleştirilmiş olduğunu dahi söyleyebilirim. “Gönül Devleti” ismiyle müsemma, gönle dokunan, nefyasını yayan, zihin kapılarını aralayan, zarifane tavırlı güzel denemeler okudum. Okunmasını ehemmiyetle tavsiye ederim. İyi okumalar. İlkay Coşkun
İnsanı, farklı bir pencereden gören, ama o görüşü zahirine değil manasına amade etmiş bir tarz ile yazılmış denemeler bunlar… Sizi sizden daha iyi bilircesine yazılmış…
Derya ve Meczup'ta heceden aruza, aruzdan serbest şiire kadar geniş bir yelpazede ustalığın hissedildiği mısralar bizi adeta şiirin büyülü dünyasında eşsiz bir ziyafete davet ediyor. Sahi birileri şiir bitti mi demişti. O zaman bir zahmet Derya ve Meczub’u okusun...