22 Aralık 1995 Adana doğumlu olan Şevval Şaşmaz, 2005 senesinde Ankara’ya taşınarak TED Ankara Koleji ve Bilkent Üniversitesi’nde eğitimlerini tamamlamıştır. Ortaokul zamanlarından bu yana aktif olarak yazmaya devam etmiş ve lise zamanlarında yazdığı bir öyküyle Genç Kalem Ödülü almıştır. Tasarlamaya ve yeni şeyler üretmeye meraklı yazar aynı zamanda bir iç mimardır.
Öykü kitapları olan "İçgüdü" ve "İnsanın Binbir Çeşit Hali"ni 2023 senesinde çıkartmıştır. Çalışmaları ağırlıklı olarak öyküler ve romanlar şeklinde devam etmektedir.
“Mantığın sana kaçmanı söylerken bedenin tam tersini yaptırıyor. İçgüdüsel bir hareket bu. Kontrol edebilmek her zaman mümkün değil. İçgüdüler kontrol edilemez.”
Bir seri katilin hapisten kaçıp, iki hafta boyunca sizinle birlikte yaşadığını ve bunu farketmeyesiniz diye size sakinleştirici verdiğini düşünün ne hissederdiniz?
Daphne Cooper psikoloji üzerine aldığı eğitim için, araştırma konusu olarak 7 kişiyi öldürmüş bir seri katil olan Blake Carwyn’i seçer. Carwyn zeki, manipülatif, mutlu bir aileden gelmiş, başarılı bir avukattır. Cinayetleri işledikten sonra, dışarıda kalırsa içgüdülerine hakim olamayıp daha fazla kişiyi öldürebileceğinden, hapishanede olmasının daha güvenli olduğunu düşünüp kendisi teslim olmuştur. Daphne araştırması gereği seri katille görüşmeye başlar. Araştırması için yeteri kadar veri topladığını düşündükten sonra görüşmeleri sonlandırır. Ancak o gece katilin hapishaneden kaçtığını öğrenir. Tüm işaretler seri katilin şehirden çıktığını gösterse de iki hafta sonra, kendi isteğiyle teslim olduğunda, bu süre zarfını Daphne’nin evinde geçirdiğini ve anlamasın diye ona sakinleştirici verdiğini itiraf eder. Olaylar da bundan sonra başlar.
Kitabı bundan sonra neler olacak heyecanıyla okudum. Ağır kitaplara ara vermek istediğinizde, bir günde okuyarak kafanızı dağıtacak bir kitap…Kitaba yapacağım en büyük eleştiri neden biraz daha uzatmamışlar olur çünkü çok sürükleyiciydi.
Yazarımız olaylara kendini katarak hikayesini güçlendirerek yazmış.Çalışmaktan yemek yemeği unuttuğu,uykuya dalmak üzereyken Zihninin onu yazmaya teşvik edip sabahların olmasın dediği günlere kadar. Kendisi hafıza tekniği olan hafıza sarayi metodunu keşfederek büyük bir aydınlanma yaşıyor. Ayni zaman da aynı anda birçok şeyi dinleyebilmek ya da birçok şeyle uğraşabilmek gibi hayat kurtarıcı özelliğe sahipti.Mesleğinin yanı sıra yazmak onun için vazgeçilmezdir.Hikayelerindeki karakterler ile kafasının içinde sohbet edip onları hayatına ortak ediyor.Hayatin ona getirdiği ve yaşattığı bazı şeyleri, yazar'ı kendi yazdığı karakterin bir parçası yapmıştı.Karakterleri ile bazen Çayırda bazen malikane de zihnini yolculuğa cikartiyordur.Bu yüzden oluşturduğu karakter onun degil de yazar,karakterinin bir parçasına dönüşmüştü.İşte bu yüzden kimseyi tam tanıyamayiz.Insanlar göründüğünden farklı ve daha derindirler.Herkes kendini gösterdiği kadar ve gösterdiği şekilden fazlasını saklar.Kimleri nasıl etkilediğimizin yani sıra kimlerde nasıl yankı uyandirdigimiz keşfedilemez.Farkli hayatlar,farklı deneyimler,farklı duygular ile birbirimizi etkileyebiliyoruz.İşte yazarımız farkında olmadan deneyimlerimiz ile dokunduğumuz yaşamlari kitabında bize gösteriyor.Sessiz görünen korkaklığın hayatından büyük parçalar çalmasına izin verme.Yeni kitaplarda buluşmak dileği ile
Benim yazar ile tanışma kitabım. Sevdim mi evet çokça sevdim. Özgün ve güçlü bir kalem.
Kitabın isminden de anlayacağınız gibi ; insana dair, insanca duygular, düşünceler ve hâlleri barındıran üç öykü var içerisinde.
Ben insan sarrafıyım diyen bir çoğunluk var ki, ben bunların içerisinde çok küçük bir kesimin bu iddia ettiğinin hakkını verebildiğini düşünmüşümdür hep. İnsanı tanımak, çözmek, yargıda bulunmak, tespitler yapabilmek o kadar da kolay değil. Hiç kimsenin iç dünyasında yaşadığını anlamamıza imkân yok bence, ne kadar anlatırsa anlatsın.
Basit yaşamlar karmaşık insanlar...
Karmaşık duygular basit ilişkiler...
Basit durumlar karmaşık hikâyeler...
Karmaşık ilişkiler basit düşünceler...
Yaptıklarımızla, söylediklerimiz ile birbirimizin yaşamını farkında olarak ya da olmayarak nasıl etkilediğimizi kimisi kelebek etkisi olarak adlandırıyor, kimisi kader. Siz hangisini kullanmak isterseniz bilemiyorum ama illâki birbirimizin yaşamlarına dokunuyoruz öyle ya da böyle.
Okuyun, okutun. Okumak Özgürlüktür.