Simon Stålenhag, nostaljik İsveç kırsal alternatif tarih ortamlarına odaklanan retro-fütüristik dijital görüntülerde uzmanlaşmış İsveçli bir sanatçı, müzisyen ve tasarımcıdır. Sanatının ayarları, 2020 Amazon televizyon dizisi Tales from the Loop'un temelini oluşturdu.
Yaptığımız şeyin medenice olmadığını biliyorum. Ama mutlaka senin de başına gelmiştir. Tıpkı benim gibi, bir gün uyanıp kaçınılmazı fark etmişsindir: Artık medeni zamanlarda yaşamadığımızı.
Kitap Yorumu//Sanal Ülke-Simon Stalenhag
.
1997’nin sonlarında evinden kaçan genç bir kız ile sarı oyuncak robotu ABD’nin batısına doğru tuhaf bir yolculuğa çıkar. Devasa savaş dronları, çökmekte olan toplumun diğer teknoloji çöpleriyle birlikte kırsala dağılmış hâldedir. Arabaları kıtanın ucuna doğru ilerledikçe pencereden dış dünya kendisini daha hızlı göstermeye başlar; sanki ufkun öte tarafında medeniyet kaçınılmaz olarak çökmeye başlamıştır.
.
Kitap efsane iyi. İçindeki çizimler bir fotoğraf karesinden çıkmış gerçek dünya görsellerini andırıyor. Resimli bir bilimkurgu kitabı aslında. Nörokasklar dünyanın heryerinde kullanılan bir uzuv haline gelmiş. İnsanlara sanal bir dünya yaratırken aynı zamanda onları tüketiyor bu teknoloji. Elimizdeki cep telefonlarının beynimizde olduğunu düşünün. Çok korkunç. Ve bu dünyadan kaçıp denize ulaşmaya çalışan, hayatında hiç nörokask kullanmamış, erkek kardeşinin robotuyla birlikte kaçan bir kız çocuğu... Kitabın sonu sizin hayal gücünüze bırakılmış. Resimlere bakarak ister mutlu bir son yazın ister hüzünlü. Ama kesinlikle çarpıcı bir son olacak her iki türlü de..
Bir bilimkurgu okuyacağınızı bilmeniz gerekiyor. Yer yer zorlanabilirsiniz ama akışına bıraktığınızda da çok güzel ilerleyen bir çizgi roman. Gerçekten bir fotoğraf karesine bakar gibi bakıyorsunuz çizimlere çok çok başarılı.
Kurduğu dünya ile okuru etkilemeyi başarabilecek şahane bir grafik roman.
Post apokaliptik bir evrenle karşımıza çıkan Sanal Ülke aslında bir seyahatname. Kurmaca bir evrende yolculuğa çıkan ana karakterlerimiz bizlere bir enkazı tanıtıyorlar. 97 senesinde tüm dünya terk edilmiş bir vaziyette. Özel bir şirketin piyasaya sürdüğü kasklar nedeniyle bilincini yitirmiş milyonlarca insanın yerinde artık robotlar var. Bu açıdan Matrix'i hatırlatan hikayenin en sevdiğim özelliği bizleri herhangi bir maceraya sokma çabasına girmemesi ve derdini özgün bir şekilde bize açıklaması.
Kitap her ne kadar çok kısa olsa da kitabı hızlıca okuyamıyorsunuz. Çizimler o kadar etkileyici ve bu çizimler içinde o kadar güzel fikirler var ki sürekli dur kalk yaparak ilerliyorsunuz hikaye içinde. Ürpertici ve depresif bir evrene sahip olan Sanal Ülke, bizim gerçekliğimizden de pek çok anekdotu içinde barındırıyor. Yazarın diğer bir eseri olan