Alkollü içecekler, damarları genişletir, sigara mukozayı bozar;boğaz ve hançereyi çok olumsuz etkiler, içki ve sigara kullanmak sesin bozulmasının temel sebeplerindendir.
bir öykü kadar akıcı, türkçe dersi kadar da sıkıcı. sürekli bir değişkenlik hâkim. sorunlardan bahsedip, sorunlara çözüm sunmayan kitaplardan değil. başında ufaktan sorunların ne olduğundan söz ediyor ve sonrasında zaman kaybetmeden sorunların çözümüne, pratiğe geçiş yapıyor yazar. acele etmeden ve uygulayarak okunduğu vakit, verim almamak kaçınılmaz.
Güzel ve etkili konuşmayı, kim istemez ki? İlk defa bu tarz bir kitap okudum ve çok beğendim. Aslında uzun zamandır elimde olan, ara ara okuduğum, okurken keyf aldığım bir kitap. Özellikle, o tekerlemeleri hafif peltek dilimle okumak, baya eğlenceliydi:) Öğrenecek ne çok şey var ve sanırım en başlarda da güzel ve etkili konuşma geliyor. Vurgu, tonlama, ulama.. ne kadar da önemli!
Güzel konuşmak istiyorsanız önce çevrenizdeki seslere kulak veriniz; etrafı ve kendi sesinizi dinlemeyi öğreniniz.
Okuduğum ve zaman zaman da okumaya devam edeceğim bu güzel kitabı herkese tavsiye ediyorum.
Lisede çok sevdiğim edebiyat hocamın tavsiyesi idi. Bize "bu kuralları öğrenin ileride nerede olacağınız belli olmaz, mahçup olmayın " demişti. Bunları bilmeden o tür meclislere gitmek gerçekten utandırıcı olurdu. Açıkçası bu kadar ayrıntılı kurallar olacağını düşünmemiştim. Herkesin nerede oturacağı çeşit çeşit çatallar, kaşıklar... Şöyle bir eleştiri de getirilebilir her şeyin bu derece keskin çizilmiş olması bir miktar şekilcilik gibi görünüyor. Öyle ki selamlaşma ile ilgili bölümde "açık alanda selam verme önceki gün hanıma aittir, bir beyefendi tanıdığı bir hanımla karşılaşınca o selam vermeden selam vermez, çünkü bir hanımefendi açık alanda bir beyefendi ile selamlaştığının görülmesini istemiyor olabilir..." bunu İhsan Şenocak ya da Nurettin Yıldız söylemiş olsa infial olur, gericiler olurdu oysa burda bir nezaket kuralı olarak sunuluyor.