Süreyya Aylin Antmen sözleri ve alıntılarını, Süreyya Aylin Antmen kitap alıntılarını, Süreyya Aylin Antmen en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tüm anlamlar o büyük anlamsızlığa varacak ve anlamsızlığın gidilecek tek yön olduğunu anlayacağız. Yine de kavurucu bir iştahla başka yönlere sapacağız.
yazıyorum seni... güç yetirmenin aynasında, yitimsiz gücün kıyısızlığında, dimdik bir yıkıntıda, göz göz olmuş bir harabede kalbini gezdirdiğin için, seviyorum seni...
Yıkım, yeni bir var olma biçimi; sessiz bir dil, bazen içe doğru ve bazen daha büyük kendinden, yokötesi belirsizlik, karanlık duyumsayış, bir daha geri dönülemez korunaklı alan içinden, bir ses tüm gücüyle deniyor yaşamayı.
(...)
neden seni de ince ince işliyorum bu oyuğa, neden
neden böyle yanıyorum, kan yanıyor
göklerdeki bu sessizlik neden
neydi ateşten dikenlere can veren
sevmek için yeniden,
duyurmadan akıttığım kana varmak için
parçalanmış kanatlara can üflemek
göklere bir güvercin soluğu salmak için yeniden
var olmanın pıhtısı kimde Ariel
(...)
En yıkıcı savaş ‘ben’ ile düşünceler arasındadır. Bu savaşta ne kazandım ne kaybettim; hem kazandım, hem kaybettim. Ve sonunda deliremediğim için kendimi zehirlemeye başladım.
(...)
ayrı tutabilir misin kendini
gündüzle gece arasında her an
belirsizin bekleyişinden?
ya sakınabilir misin kendinden
sıkıntının dalları arasında kurduğun
ıssız evini?
yok daha güç bir hesaplaşma
gecenin saf ağırlığına erişen.
(...)
Sesler çekildiğinde artık üzerlerine konuşulmasını istemezler. Ben de bunu yapıyorum, üzerine konuşulamaz olan şeyler hakkında konuşuyorum, anlatılamaz bir şey anlatıyorum. Sözcükler artık bunun bir parçası değiller, yaşamın konuşmak için bir dile gereksinimi yok.
geceleri gözlerim tenini okşadığında akıyor tüm zehri zamanın. söylemedim bunu sana. ölüyorum ben de anın dehşetli güzelliğinden, seninle tatmaktan burada olmayı ve hiçbir yere ait olmamaktan. yaşam delice içimdeyken korkuyorum kendimden, yitirmek yürekle dolu, yitirmelerle parlıyorsun karşımda sen mağlup gece, yaşam sensin diyorum, bir mucizenin içindeyken korkuyorum kendimden korkuyorum etten — kaç kişiyim bu ölüde — öfke ve aşk kaldı yalnız birinden — başka bir şey gelmiyor elimden.
Yalnız sen biliyorsun oraya nasıl varacağımızı ve hangi istençle. Sürükleyeceksin beni o yabancı mevsime. Öyle hırpalamadan, nazikçe kavrayacaksın dudaklarımı, koşacağız, kanla yazdıklarımız bile önümüze çıkamayacak. Tek bir şeyin sesini duyacağız: göğsümüzde kurtulmuş bir kalp.
her gece ölüyordum, sen ancak bir ölünün düşü kadar yanımdaydın. ölüm ise etimdeki, iliklerimdeki sarsıntının şiddeti kadardır, daha fazla değil, inandığım ve inanmayı reddettiğim kadar.