Kısaca Osmanlı Devleti'nin Der sim'e yaklaşımı, bölgede etkin devlet olma ve kontrolü ken di merkezine taşıma, kültürel farklılıkların homojenleştiril mesi şeklindedir.
Medya, Dersim'deki olaylara uzun süre suskun kalır. Olayların başladığı 20 Mart'tan 15 Haziran tari hine kadar yazılı basında Dersim ile ilgili herhangi bir haber yoktur.
Öncelikle belirtmem gerekir ki bu kitap bir tez olarak hazırlanmış. Yani jüriden onay alarak kitaplaşma sürecine gelmiş. Bundan dolayı akademik kariyerinin henüz çok başında olan ben tarafından eleştirilmesi manasız duracaktır. Ancak akademik kariyerle, bir tezi değil de sıradan bir okuyucu olarak bir kitabı eleştirmek noktasında çeşitli noktaları ifade edeceğim.
Kitap, 1937-1938 sürecinde, Dersim İsyanı'na dair gazete haberlerini konu almakta. Aslında çok titiz bir çalışma olmuş ve bu konuda takdir ettim. Ancak yazar, bu haberleri konu alırken, "mazlum" tarafın perspektifine o kadar yaklaşmış ki devletin her hamlesi hatalı olarak değerlendirilirken isyan hareketi çok çok az anılıyor. Her noktada amacın devleti suçlu bulmak/gösterebilmek için adım atmak olduğu gibi bir kanıya da varmadan edemedim. Eseri tarafsız bir gözle okumaya gayret etmeme rağmen yazarın (bana göre) bu ekstra taraflılığı gözüme battı.
Mutlaka okunmasını öneririm. Eleştirilerime rağmen sadece medya-iktidar ilişkilerine dair fikir edinmek için bile okunabilir, fikrindeyim.