Sık sık bıçaklar, tüfekler ve öldürmeyi düşünürdü ve bir erkek çocuk olmayı. Erkek çocuklar, diye yazdı, öldürülmeyi bekleyerek, dizlerini kırıp oturmazlar.
İlişkimiz sırasında duygularımı anlamaya çalışırken hiçbir duygumun olmadığını keşfettim. Ve sana anlattığım herhangi bir konudaki her düşüncem ya da görüşüme karşılık en azından yirmi başka düşüncemi ya da görüşümü anlatabilirim. Hepsi bana ait ve hiçbiri bana ait değil.
Tavşan Haykırdığında bu kitabi yeniden bulmayı ve okumayı isterdim.yillar once okuyup acı vermesine rağmen tekrar okumak istediğim ve unutamadığım bir kitap oldu.
92 kişinin kafanızda sürekli konuştuğunu ve sizden farklı düşüncelere, cinsiyete, yaşa sahip olduğunu düşünün. Kitabı okurken çoğu zaman kimin konuştuğunu anlamadığım, daha sonra hikayenin içine girdikçe fark ettiğim, son derece rahatsız eden, ama sonunu da merak ettiğim bir kitap oldu. Gerçek bir hikaye olduğunu bilerek okumak insanı daha fazla rahatsız ediyor. Çocuğu o evden, annesinden, babasından kurtarmak istiyorsunuz, tanımadığınız insanlara küfürler ediyorsunuz. Okuduğum için mutluyum 4 yıldır peşinde olduğum bir kitaptı. Ama aşırı da üzgünüm..
Gercek hikayelerden ve klinik vakalardan beslenen, fakat okuduğunuzda keske gerçek olmasa diyeceğiniz bir öykü..
Cinsel tacizin; özellikle ensestin kisilik bozukluklarinda oynadigi rolü tum ciplakligi ile gözler önüne seren ve bu yönüyle birazda referans kitap sayilabilecek bir eser..
Cocuk gelisimi, klinik pisikoloji, cogul kişilik vakalari vb benzeri alanlara ilgi duyup kahramanla dogrudan bag kurmamayi basaranlar icin cok ogretici olacaktir.
Fakat kolay yutulacak bir lokma olmadığını belirtmem gerek. Sizi temelden sarsip "insanlik" adina utanc duyma noktasina da getirebilir.
Kitap bir terapi güncesi, bu aralar terapileri yayinlamak çok popüler fakat bu kitap epey eski.Lisedeydim sanırım okuduğumda ve bu tarz epey ilgimi çekmişti ve peşinden hemen irwin d.yaloom okumuştumO o kadar sarmamıştı bu kitaptan sonra.
Kitap küçük yaşlarında ensest ilişkiye maruz kalmış bir kadının gitgelli hayatını konu ediyor.Kadının anlamsız yorgunlukları, hafıza kayıpları, belli birtakım yabancılık yaşayışları onu 'etrafindakilerin de baskısıyla tabi' bir psikiyatr arayışına sokuyor.Ve terapiler başlıyor adım adım.
Başlarda net ortaya çıkışlar olmasa da zamanla kontrol edilemez şekilde kadının tavırları arasındaki fark gözlemlenebilir hal alıyor.Kadin çoğul kişilikli! O dönem benim için yepyeni bir bilgiydi bu.Epey ilgimi çekmişti haliyle.Terapi boyunca kadının tespit edilebilir 30un üstünde kişiliği çıkıyordu ortaya.Hepsi bir travmaya savunma olarak ortaya çıkmış.İclerinde zayifi da var güçlüsü de,erkeği de var kadını da, dindarı da var inançsizi da, safı da var çakalı da...Yerli yersiz ortaya çıkan bu kişilikler birbirleriyle tanışmış fakat kadin bu kişiliklerle yeni tanışıyor ve terapistin de yardimiyla bu süreç anlatılıyor.Ilginc bir kitaptır meraklısına tavsiye ederim.